KKTC’ de , ilk kez oluşan TEKNOFEST , bir hayli ilgi gördü .
Bilhassa , sayıları çok az kalan eski TMT Mücahitlerini de , büyük oranda duygulandırdı .
Hava araçlarının gösterileri , gönülleri fethetti .
On bir yıllık , o getto yaşantısını bilmeyenler , bunu anlayamazlar .
Yeni kuşak için , bir teknoloji imkanı olarak görülebilir .
Dün , son günü idi ve sonlandı .
Belki de , isteyip de , ulaşım zorluğundan gidemeyen , bir çok vatandaş . Bu teknoloji harikalarını , yerinde göremedi .
Bunlardan , biri de benim .
Eoka’yı , 11 yıllık getto hayatını yaşayanlardan birisiyim .
O kuşağın , gözü kulağı , hep kuzeyde , karşıda idi .
Eskiler , karşı demez , garşı derlerdi .
Bunun açılımı , Anadolu idi .
Dün , kapanış konuşmasını yapan , TC Cumhurbaşkanı Yrd. Sn. Yılmaz .
“ Savunma sanayii bilinci , Kıbrıs Barış Harekatından sonra , oluştu” dedi .
Bu bilinç , Atatürk Cumhuriyetinde vardı ve gereği de yapılıyordu .
Tabii , çağın gereklerine göre .
Bir çok tesis , o genç Cumhuriyette kurulmuş ve ülke savunması için , yeterli bir düzeye getirilmişti .
Atatürk’ün ölümü ile , bu bilinç , batılıların , kandırıcı vaatleri ile söndürülmüş. Savunma , ABD’nin tekeline havale edilmişti .
Bu , hazıra konma ve savunmadaki uyku .
1964‘de kadar , devam etti .
ABD‘ nin , vaatlerinin bir aldatmaca olduğu gerçeği , ünlü Jhonson mektubuna kadar devam eder .
Bu mektupla , ayni ABD . Uyuttuğu Türk Ulusunu , bir daha uyutmamacasına uyandırmış oldu .
Ülkenin , ulusal çıkarlarının korunmasında , savunma sanayinin önemi kavranmış oldu .
NATO’dan ayrı , EGE Ordusu oluştu .
Çıkarma gemilerinin , yapılmasına başlandı .
O , milli sanayinin çalıştığı yıllar , Türkiye , hem yolcu uçağı , hem de savaş uçağı yapıyordu .
Belki de .
Amerika’nın vaatleri , kaale alınmasa ve savunma sanayine devam edilse idi . Türkiye , dünyada , süper güç olurdu .
Ekonomisi , bunu yapacak güçte idi .
Ülkeyi , Amerika’ya teslim ederek . Ülke insanına , çok büyük bedeller ödettiler.
Bundan , Kıbrıs Türk Halkı da , nasibini almış .
Milli çıkarların savunulmasına , engeller çıkmıştı .
Ercan Hava Alanında , sergilenen askeri araç , gereç ve malzemenin , tümünün , milli ve yerli olması içten dileğim .
Fakat , geçen yıllar içerisinde , ki , küçümsenebilecek bir zaman dilimi değil .
Savunmamız , tamamen , yerli olmalıydı .
Bu, büyük Türk Ulusunun , kulağında , her zaman küpe gibi kalacaktır .
Ve .
Bağımlılığın , ne kadar kötü bir iş olduğunu , her zaman usunda taşıyacaktır .
Durum , ne kadar kötü olursa olsun .
İyileştirmek için .
Bir noktadan , başlamak gerek .
Bu da , yapılmıştır .
Küçümsenemeyecek bir mesafe de , alınmıştır .
Tamamı ile , milli ve yerli savunma sanayine doğru , makas , her geçen gün kapanarak devam etmektedir .
Doğru orantılı olarak , ses , duyulmaya başlanmıştır .
Fakat , bu yeterli mi ?
Mümkün , değil .
Çağdaşlık , ilerlemeye devam etmekte .
Durup , bizi bekleyecek hali yok .
Öyle ise , ayak uydurarak , onu yakalamak için , tüm olanaklarımızı seferber etmemiz gerekmez mi ?
Bekalık ve sesin duyurulması , ancak ve ancak , bununla mümkündür .
Bunun , tarihte çok örnekleri var .
Aksini , tarih yazmamıştır .
Bunun , başka bir deyişle anlatılışı .
“ Kılıcın , keskin olmalıdır .”