Güney’de mülkiyet tiyatrosu!..

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, yıllardır hukuki zeminden yoksun politikalarıyla uluslararası hukuku ve insan haklarını hiçe sayan uygulamalarına bir yenisini daha ekledi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, yıllardır hukuki zeminden yoksun politikalarıyla uluslararası hukuku ve insan haklarını hiçe sayan uygulamalarına bir yenisini daha ekledi.
1984 tarihli 44/1984 sayılı kendi yasalarını dahi çiğneyerek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarındaki mülklere ilişkin mesnetsiz tutuklama kararları çıkaran Rum yönetimi, hukuk değil siyaset üretmeye çalışıyor.
Son dönemde İskele ve Girne bölgesinde emlak ajanlarını devreye sokarak Kuzey’de bilgi toplamaya çalışan Rum yönetimi, kendi yasal sisteminde dahi geçerliliği tartışmalı olan “sahiplik iddialarını” cezai soruşturmaya dönüştürmeye çalışıyor.
Oysa 44/1984 sayılı yasa açık: Bu tür davalarda ceza hukukunun devreye girebilmesi için öncelikle tescil belgelerinin verilmiş ve kayıtların kesinleşmiş olması gerekiyor.
Bu kritik ön koşul hiçbir zaman yerine getirilmedi. Dolayısıyla ortada ne geçerli bir mülkiyet iddiası ne de buna dayanabilecek yasal bir kovuşturma zemini bulunuyor.
Simon Aykut ve benzeri isimler hakkında çıkarılan uluslararası tutuklama kararları, yalnızca siyasi bir gözdağıdır.
İddianamelerde hukuki bir temelden yoksun suçlamalar yer almakta, sanıklar somut bir delil olmadan hedef haline getirilmektedir. Bu durum, yalnızca Rum yönetiminin kendi yasalarına aykırı davranmasıyla sınırlı değildir; aynı zamanda Avrupa hukuk normlarına, insan haklarına ve adil yargılanma ilkelerine açıkça meydan okumaktır.
Geldiğimiz noktada, Rum yönetimi kendi hukukunu dahi tanımadan, uluslararası camiada algı yaratmak uğruna adeta bir mülkiyet tiyatrosu sahneliyor.
Bu tiyatronun figüranları ise ajan Kuzey’e gönderilen emlak ajanları…
İskele’de tutuklanan beş Rum vatandaşı, hukuksuz bilgi toplama faaliyetlerinin yalnızca küçük bir parçası.
Bu tutuklamalar da göstermektedir ki, KKTC devleti egemenliğini ve hukukunu kararlılıkla korumakta; provokatif faaliyetlere karşı gerekli yanıtı vermektedir.
Artık uluslararası kamuoyunun bu hukuksuzluklara sessiz kalmaması gerekiyor. Sözde yasal kılıflarla yürütülen bu girişimlerin altında, çözümsüzlüğü dayatan tek taraflı politikalar yatıyor.
Gerçek barış, ancak adil ve eşitlikçi bir yaklaşım ile mümkündür. Rum yönetiminin yaptığı ise, hukuku silah haline getirip diyalog zeminini tahrip etmektir. Bu gerçek artık görmezden gelinemez. Bizden söylemesi…
Bu haber 517 defa okunmuştur

:

:

:

: