Bu sabah aklıma düştü. Ben nerelerden gelip nerelere gidiyorum diye.
Zaman zaman kendimi sorgulamayı, tıpkı bir dış göz gibi kendimi incelemeyi severim.
Kanalım ve gazetemi mercek altına alıyorum hemen.
Star KIBRIS gazetemin yayın hayatına başlayışı 12 Nisan 2007 ; yani gazeteden bir yıl sonra Sayın Ali Özmen SAFA, ADA TV. kanalını 20 Temmuz 2008’de kurmuş oluyor.
İlk yazım STAR’da 15 Eylül 2008 tarihli “MERHABA” isimli yazımla başlıyor.
İlk Tv. Programım da 14 Eylül 2008 tarihinde başladı.
Kısa bir hesaplama ile 17 yıldır Ada Tv. ekranlarının değişmeyen yüzü ve Star Kıbrıs gazetesinin de köşe yazarıyım.
Her hafta yazı yazıp program sunduğuma göre bu kadar yılda kaç haftayı kullanmışım bakalım. 940 hafta ediyor. Yani 940 program yapmışım bugüne kadar…
Eh BİN programa ve BİN yazıya az kalmış. Bence bu bir REKOR…
Aferin bana…
İnsan bulunduğu yere GÖKTEN ZEMBİLLE inmiyor elbette. Bu işin geçmişi var. Kimse ilk pasta denemesinde EN MÜKEMMELE ulaşmıyor. Didinip uğraşıyorsunuz, tıpkı KOZADAKİ KELEBEK gibi ipekten ipliklerle ağlar örüyorsunuz, binbir emek vererek bugünlere geliyorsunuz…
Gazetelerde de köşe yazılarıma KIBRIS Gazetesinde başlıyorum. İlk yazım
“ Merhabaların Borcu” isimli köşe yazım. Tarih 30 Mart 1997…
Kimin eli var? Rahmetli HARİD FEDAİ Hocamın elbette. Bir sergide beni Sevilay Sadıkoğlu ile tanıştırıyor. O da HARİD Hocamı kırmıyor, hemen YAŞAMA SEVİNCİ isimli köşemde başlıyorum. Hatta bir yıl kadar sonra EĞİTİMCİ GÖZÜYLE isimli ikinci köşemde de çocuklar için şiirler, küçük öyküler, ders verici hikayeler yazmaya başlıyorum.
Daha sonra AFRİKA ( AVRUPA) ve ORTAM gazetelerinde yıllarca yazdım. Türkiye de de Çanakkale’de çıkan OLAY gazetesinde
de ( 1999/ 2001 yıllarında) eş zamanlı olarak yazılarım yayınlandı.
ORTAM gazetesi kapanınca sevgili Mehmet DAVULCU beni Star Kıbrıs’a davet edip köşe yazarlığına devam etmemi sağladı. Ona minnettarım her zaman.
Görüşmeden çıkarken ADA TV. Yayın Müdürü çok sevgili NAZMİ PINAR’la canlı yayın kapısında karşılaştık. Genç, dinamik, yakışıklı genç…
Hemen beni durdurdu. “ Ayşe Hocam: Haftaya yayına giriyorsunuz, itiraz yok. Programın adı da AYŞE TURAL İLE ADA SANAT olacak…” dedi. Etrafa emirler yağdırarak iki hafta içinde her şeyi ( tanıtımlar, çekimler, saatler, yayın günü ) hazırlattı.
14 Eylül 2008’de ilk programımı çekerek yayına başlamış oldum. Hakkını ödeyemem.
Dile kolay tam tamına 17 yıl…
10 Eylül 2008’de KİBELE’de çekilen VTR ( tanıtım filmi) ile 14 Eylül 2008 Pazar günü yayına başlamışız.
Sanat olayları, sergiler, tiyatrolar, yeni çıkan kitaplar, şiir akşamları, sanatçılar, yazarlar hep programımın belkemiği olmuştur.
Hatta ilk iki programın konukları HARİD FEDAİ ve ünlü tiyatro oyuncuları YAŞAR ERSOY ve HÜSEYİN KÖROĞLU olmuştu. Konumuz da CANAVAR SOFRASI oyunuydu.
Televizyon programlarının öncesi var mı?
Elbette var.
Tarih 8 Nisan 2003
Kıbrıs’ta AVRASYA TV. açıldı. Bana iki üç ay öncesinden sunuculuk teklifi yapıldı. Hazırlıkları yaptım. Hatta Türkiye’den ünlü sunuculardan Ayşe EGESOY davetli olarak gelmişti. Ancak üç gün sonra ( Burada bu işi yapacak usta edebiyat öğretmeni/ diksiyonu güzel Ayşe TURAL var, o spikerleri eğitebilir…) deyip gitmişti. Zaten kanal da uzun soluklu olmadı, ben ayrıldım. Tüm hazırlıklarım boşa gitti diye çok üzülmüştüm.
Meğer tam beş yıl sonra o dosyamla ADA TV.’de YOLA DEVAM diyecekmişim. Tam tamına 17 yıldır ADA TV. ve STAR KIBRIS gazetemle el ele, gönül gönüleyiz.
Kanalın ve gazetenin sahibi Sayın Ali Özmen SAFA beyden bir gün bile olumsuz, kırıcı ya da uyarıcı bir söz işitmedim. Hem yapımcı hem de sunucu olarak bu kadar yılı geride bıraktık. Kurumda gelmiş geçmiş tüm emek verenlerle aile gibi olduk. Saygıda kusur etmediler, hiçbir zaman.
Geriye ve bugüne bakınca çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çevremdeki herkese MİNNETTARIM.
KANATLARIM UZAKLARA
sağanak yağmurlardan
nasibini almadan
aşkı yakalayabilmek adına
kaybedişler nedendir bilinmez...
oldum olası
hesaplı kitaplı aşkların kadını
olamadım gitti
nefes almayan aşklarda yokum ben...
özgürdür aşk güvercini
güneşsiz gökyüzlerinde uçamaz
suyun tadı su değilse
şeker erimiyorsa dilinde...
uç yüreğim uç
kaç yüreğim kaç
renksiz gökkuşaklarında
barınamam...
Ayşe TURAL
SİL BAŞTAN BAŞLAMAK GEREK BAZEN...
Yaşam bize, tıpkı yağmur suları gibi, hayatın içinden bir sürü ıvır zıvırı toplayıp önümüze koyar... Genelde çerçöptür önümüze yığdığı... gereksiz ve anlamsız...
Neden mi? Daha anlamlı, daha içimizi acıtan olaylarla karşılaşmışızdır da ondan... Farkına varışlardır bizi silkeleyen, sallayan...
Daha dün, ne gereksiz şeylerde huysuzluk etmişizdir; boş yere kendimizi de çevremizdekileri de üzmüşüzdür... İncir çekirdeğini doldurmayan hırçınlıklarımıza şaşar kalırız...
Bugün daha mı büyümüşüzdür? Yaptığımız yanlışların farkına varmışızdır: PİŞMANLIKLAR DURAĞINDA kalakalmışızdır...
hem de TEK BAŞINA...
İşte şimdi SİL BAŞTAN BAŞLAMAK GEREK BAZEN...
HAYATI SIFIRLAMAK...
HER ŞEYİ UNUTMAK...
YENİDEN BAŞLAMAK...
Haydi, şimdi kalk... Silkin... Umutsuzlukları silkele üstünden... Yüzünü dön güneşe...
GÜÇLÜYÜM...
YAPABİLİRİM...
GÜLÜMSE....
HER ŞEY DAHA GÜZEL...
RESİM
durup dururken
nerden çıktı bu boyalar
karalar, kan kırmızılar…
yeterince karışmış dünya
sen de kana boyama hemen
bir nefes alıp
çocukluğunun güzel rüyalarını
çizsene
Ayşe TURAL