Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyaset sahnesinde güven, zaten uzun zamandır en kıt bulunan değerlerden biri.
Vatandaşın devlete, siyasete ve kurumlara olan inancı yıllar içinde aşındı; her yeni olayda biraz daha yıprandı.
Son olarak kaçakçılık biriminin el koyduğu malların depolandığı antrepoda çıkan yangın, bu güvenin üzerine adeta benzin döktü. Yangının kendisi kadar, yangının nerede çıktığı, neyin yandığı ve kimin işine yaradığına dair sorular gündemi belirliyor.
Yetkililerden gelen ilk açıklamalara göre ambarın üçte birlik kısmı tamamen yanmış durumda. Ancak dikkat çekici olan nokta, yanan bölümün tam da kaçak malların depolandığı alan olması.
Tesadüf mü, sabotaj mı, ihmal mi?
Henüz kimse bilmiyor. Bilinmeyen tek şey de bu değil: Halkın kafasındaki soru işaretleri, dumanın kendisinden çok daha ağır biçimde havada asılı duruyor.
Olay yerine gidip inceleme yapan Maliye Bakanı Özdemir Berova ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şüphesiz ki devlet adına doğru bir refleks göstermiş olabilir.
Ancak halkın beklediği sadece “soğutma çalışmaları sürüyor” açıklaması değil.
Beklenen, şeffaflık. Beklenen, hesap verebilirlik. Çünkü bu ülkede geçmişte çok benzer olayların yaşandığını, depolanan malların bir şekilde kaybolduğunu, imha edilmesi gereken ürünlerin piyasada dolaştığını herkes biliyor.
İşte bu nedenle Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay’ın çağrısı önemlidir.
Depoya alınan kaçak malların tam listesi derhal açıklanmalıdır. Çünkü halkın güvenini tesis etmenin ilk adımı, hiçbir şeyin gizlenmediğini gösterebilmektir.
Şeffaflık, devletin itibarını korumanın tek yoludur.
Vatandaş zaten siyaset kurumuna karşı son derece kırılgan bir noktada. Her seçimde “bu kez değişecek” umuduyla sandığa gidiyor, sonra da hayal kırıklığıyla eve dönüyor.
Bir de üzerine bu tür “tesadüfi yangınlar” eklenince, “Burası KKTC, her şey olur” anlayışı iyice kökleşiyor.
Bu algının yerleşmesi, en çok da devletin kendisine zarar veriyor. Çünkü devletin itibarını zedeleyen şey, dışarıdan gelen baskılar değil, içerideki bizim yarattığımız skandallar oluyor.
Dolayısıyla bu yangın bir dönüm noktası olabilir. Ya yine alışıldık “araştırılıyor, inceleniyor, açıklanacak” cümleleriyle üzeri kapatılacak, ya da bu kez gerçekten farklı bir yol izlenecek.
Aksi halde bu yangında sadece depo değil, devletin kalan itibarı da küle döner. Bizden söylemesi…