“Ünal Abi” çağrısının şifreleri

Seçim atmosferine girdiğimiz bu günlerde Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Ünal Üstel’in yaptığı “Ünal Abi” çağrısı üzerinde ciddiyetle durmak gerekiyor.

Seçim atmosferine girdiğimiz bu günlerde Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Ünal Üstel’in yaptığı “Ünal Abi” çağrısı üzerinde ciddiyetle durmak gerekiyor.
Üstel, bu çağrıyı sadece partisinin genel başkanı ve hükümetin başı olarak değil, siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin “Ünal Abisi” olarak yaptığını vurguladı.
Bu yaklaşım, seçim sürecinde kutuplaşmadan uzak, olgun bir demokratik tavrın ifadesidir.
Üstel’in en dikkat çekici sözlerinden biri şudur: “Takvim yapraklarında seçimin ertesi günü de var. Yine biz birbirimizin yüzüne bakacağız, parlamento çatısı altında KKTC’nin varlığının yücelmesi için çalışacağız.”
Bu, aslında siyasetin özüne dair önemli bir hatırlatmadır. Seçimler gelir geçer, kazanan ve kaybeden olur. Ancak seçimden sonra bu ülkenin insanları aynı sokaklarda yaşamaya, aynı çatı altında çalışmaya devam edecektir.
Bu yüzden kavga, gürültü ve ayrıştırıcı söylemler yerine, demokrasi şöleni havasında bir seçim süreci yaşanması gerektiği ortadadır.
Elbette ki her parti kendi adayını destekleyecektir. UBP için bu aday, partinin eski genel başkanı ve mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’dır. Üstel, Tatar’ın adaylığının partinin yetkili kurullarında oy birliğiyle kabul edildiğini ve bu kararın temelinde Türkiye ile yüzde yüz uyumlu sürdürülen Kıbrıs siyaseti olduğu da ortadadır.
Bu noktada verilen mesaj açıktır:
UBP’nin devlet politikası, kişisel hesaplar ya da bireysel hırslar üzerine değil, ana vatan Türkiye ile uyum içinde belirlenmiş bir stratejiye dayanmaktadır.
Tam da bu yüzden Üstel’in uyarısı önemlidir:
UBP’de kazanı kaynatmak isteyenlere izin verilmemeli, dedikodularla parti içi huzur bozulmamalı...
Çünkü UBP’nin tarihi misyonu sadece bir partinin başarısı değil, aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin istikrarının ve varlığının güçlenmesidir. Parti içi tartışmaların, kişisel çıkarların ve hizipleşmelerin UBP’ye vereceği zarar, aslında doğrudan KKTC’nin geleceğine de zarar verecektir.
Bu seçim sürecinde en çok ihtiyaç duyulan şey, işte bu birlik ve bütünlük anlayışıdır. UBP’nin kendi içinde kenetlenmesi, yalnızca partinin başarısı için değil, aynı zamanda KKTC’nin uluslararası alanda güçlü durabilmesi için de zorunludur.
Kavga yerine istişare, dedikodu yerine ortak akıl, kutuplaşma yerine birlik… İşte “Ünal Abi” çağrısının asıl anlamı budur.

Sonuç olarak, siyaseti kısır çekişmelerden çıkarıp bir demokrasi şöleni hâline getirmek, sadece Ünal Üstel’in değil, tüm siyasetçilerin sorumluluğudur. Eğer bu çağrı dikkate alınırsa, kazanan yalnızca bir aday ya da bir parti değil, tüm halkımız olacaktır. Bizden söylemesi…
Bu haber 49 defa okunmuştur

:

:

:

: