“Eğer bir yazar olmak istiyorsan, her şeyden önce şu iki şeyi
yapman gerekiyor: Çok okumak ve çok yazmak.” | Stephen King
”Yazarın amacı; medeniyetin kendi kendisini yıkmasını önlemektir.
”Albert Camus
Edebi nitelikli yazılar yazmak için kelimeleri birleştirerek
akıcı, güzel cümleler kurabilmek öncelikle yetenek sahibi olmayı
gerektiriyor. Her konuda olduğu gibi yazın alanında da yetenek çok
önemli bir avantajdır. Akademik eğitim veya yazma kurslarına gitmenin
yazabilme becerimize çok büyük katkı sağladığı muhakkak. Yeteneği
zayıf olanlar eğitim ve çok çalışmakla da iyi bir yazar olabilir.
Ancak yeteneğin üzerine eğitim eklenirse bu kişiler yarışa yüz metre
önde başlayan atletler gibi olurlar. Artık onları yakalayabilmek çok
zordur. Eğitim almamış ama yeteneğiniz var ve bu kendiniz veya
başkaları tarafından keşfedilmiş ise veya yeteneğiniz daha az ama
eğitimini almışsanız arayı kapatmak için diğerlerinden çok daha fazla
okumanız ve yazmanız gerekiyor. Hem yetenekli hem de gerekli
eğitimleri alanlar da çok okuyup, çok yazmazlarsa yeteri kadar
ilerleme kat edemez ve oldukları yerde kalırlar.
Toparlarsak; önem sırasına göre: Yetenek, eğitim, çok okuyup
yazmak.
Devam edelim... Sürekli bir araştırma ve öğrenme içerisinde
olmak. Makaleler okumak. Farklı görüşleri öğrenmek. Yenilik ve
değişimleri takip etmek. (Fakat kendince bir tarz yakalayanın bunu
değiştirmesi kolay olmaz.) Yaptığınız işi sevmek... Yazmayı sevmek.
Yap boz gibi kelimelerle, cümlelerle oynamak. Zaman zaman yerlerini değiştirerek, şekillerini değiştirerek, yeni ekleyerek,en güzelini
bulmaya çalışmak. Kaldı ki yazar bu konuda diğer bazı sanat dallarına
göre avantajlıdır. Yazdığını kolaylıkla değiştirip oynamalar yapabilir.
Güzel sanatlar mezunu bir arkadaşım piyano için demişti ki “ Sen
onunla ilgilenmez isen o da seni terk edip gider” bu nedenle her
sanat dalında sürekli çalışmak ve disiplin şart.
Edebi teknikleri kullanmak... Şiir de imge kadının üzerindeki
takıları, yüzünün makyajı gibidir. Şiiri güzelleştirir. Fazlası ise
kokona, rüküş kadına dönüşür. Betimleme, eğreltileme, benzetme gibi
sanatları kullanabilmek yazdığımız edebi esere renk katarak onu
durgunluktan canlı hale dönüştürür. Yazım kurallarını bilmek.
Dilbilgisine vakıf olmak önemlidir. Bunun eğitimi alınmamışsa
(benim gibi) tekrar tekrar çalışmak ve bir bilene danışmak
zorunluluğu vardır. Bu utanılacak bir şey değildir. Yaptığınız
işe önem verip güzel bir ürün ortaya çıkarmak amaç ise, bunun için
çalışmanın, öğrenmenin yaşı ve zamanı yoktur. Bazı alanlarda
kuralsızlık bir akım gibi sunulsa da her zaman doğrudur anlamına
gelmez.
Yalın ve anlaşılır bir dil kullanmak... Ağdalı bir dil
kullanımının okuru sıkıp okumaktan vazgeçirme ihtimali vardır.
Aynı şekilde; akademik bir yazı değil ve sıradan vatandaşın okuyacağı
bir yazı ise içerisinde fazlasıyla kullanılan 'Terminolojik' terimler
okuyucuyu okumaktan vazgeçirme olasılığı taşımaktadır.
Not almak... Aklınıza gelen fikri, düşünceyi, cümleyi, şiirsel
anlatımlı ifadeleri, hayata dair her türlü olayı, olguyu farklı bir
ifade ile tanımlamayı sürekli olarak notlar alarak kayıt altına alınız. Yazarların beğendiğiniz güzel cümlelerini, şairlerin imge kokan
mısralarını, filozofça söylenmiş özlüsözleri bir köşeye kaydediniz.
Bunlar size ilham verecek ve ufkunuzu genişletecektir. Kendinize ait
aldığınız notların bazılarını daha da geliştirerek anekdotlara dönüştürebilirsiniz.
Gerek insanların başlarından geçen olaylar, gerekse kişilik
yapıları ile ilgili notlar almak. Siz bunları hammadde veya bir
ağacın dalı olarak kullanabilirsiniz.
“Yazı yazmayı öğrenmek, her şeyden önce düşünmeyi öğrenmektir.”
“Yazmak sanatı, hayatı incelemekle kazanılır.”Amiel Suche
“Bir tek kitap yazmak için, yarım kitaplık okuyunuz.” Samuel Johnson
“Edebiyat tarihinde birçok filozofun aslında edebiyatçı olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü her edebi metnin özünde bir düşünce
bulunmaktadır. Düşünce olmadan bir eser yaratmak mümkün değildir.”