İslam İşbirliği Teşkilatı’nın son zirvesinde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar, yalnızca diplomatik bir konuşma değil; aynı zamanda tüm bölgeye yönelik ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.
Erdoğan, İsrail’in son olarak Katar’a yönelik saldırısını “haydutluğun farklı bir boyuta taşınması” olarak tanımlarken, aslında uzun süredir devam eden bir zihniyetin fotoğrafını da çekmiş oldu.
İsrail’in işlediği suçların cezasız kalması, bu politikaları daha da pervasız hale getiriyor. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle, yaptırım uygulanmadığı sürece İsrail’in durmayacağı artık apaçık ortada.
Erdoğan’ın altını çizdiği bir diğer husus, İsrail’in “Büyük İsrail” hayaline yönelik göndermeler oldu. Bu hayalin bir hezeyandan öte komşu ülkelerdeki işgaller ve genişleme çabalarıyla somut bir hedef haline geldiğini vurguladı.
Suriye’deki adımlar, Filistin topraklarının sistematik şekilde gasp edilmesi ve şimdi Katar’a uzanan saldırganlık zinciri, bu yayılmacı emellerin sahadaki yansımalarıdır.
Erdoğan’ın mesajı net: İslam dünyası bu emellere boyun eğmeyecek, aksine birlik içinde bu senaryoları boşa çıkarabilecek imkâna sahiptir.
Bu açıklamaları yalnızca sert bir tepki olarak görmek eksik olur. Aslında bu, İsrail’e karşı açık bir “ayağını denk al” uyarısıdır.
Türkiye’nin güneydoğusundan Suriye’ye, hatta Kıbrıs’a uzanan bölgede kurgulanan senaryolara karşı, güçlü bir irade ortaya konmaktadır. Erdoğan’ın mesajı, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm İslam dünyasının dirayetini temsil ediyor.
Dünya kamuoyunun da bu sözleri dikkatle okuması gerekiyor. Eğer küresel barış gerçekten önemseniyorsa, eğer bu coğrafyada yeni savaşların çıkması istenmiyorsa, İsrail’in politikalarına koşulsuz destek veren Batılı devletlerin de artık bu gerçekleri görmesi şarttır. Aksi halde, bölgede atılacak her adım, sadece İslam dünyasını değil, küresel istikrarı da tehdit edecektir.
Kısacası Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde yalnızca İsrail’e değil, tüm dünyaya güçlü bir mesaj verdi: Adaletsizlik karşısında sessiz kalmak, yeni krizlerin önünü açmaktır. İslam dünyasının birlik içinde hareket etmesi, barışı ve istikrarı korumanın yegâne yoludur. Bizden söylemesi…