Ecevit denince , ne anlaşılır ? Veya ne hatırlanır ?
Kimilerine göre , şair .
Bir başkalarına vede bilhassa batılılara göre “ karınca ezmez bir kişiliğe sahip “ biri .
Demokrasiye bağlı , çağdaş bir demokrat ve barışı savunan çiçeği burnunda bir Başbakan .
Kıbrıs Türk Halkı için ise , tabii o bunu kabul etmiyordu !
“ Bir kurtarıcı .”
Bunu söyleyen , Kıbrıs mücahitlerine verdiği cevap :
“Siz direnmeseydiniz , bu mümkün olmazdı .”
Rahmetli Ecevit , CHP’ye genel başkan olduğu andan itibaren , Kıbrıs’la ilgilenmeye başladı .
Genel başkanlık koltuğuna oturur oturmaz , dış politika ve siyaset bilimi ile uğraşan ilim adamları ile , Kıbrıs’taki gelişmeleri enine boyuna irdeleterek . Dışişlerinin de arşivlerinden yararlanarak . Akan Türk kanının , nasıl sona erdirileceğinin kilidinin anahtarını bulmaya koyuldular .
Neticede , anahtar bulunur !
Adada , Türk kanını durduracak , bu kapıyı açacak , anahtarın adı , federasyon olarak isimlendirilir .
Çok kısa süren genel başkanlık sürecinde iken , erken genel seçim kararı alınır .
Kollar sıvanarak , seçim kampanyaları başlatılır .
CHP’nin dışında , seçime katılan partilerde . Kıbrıs sorunu ile ilgili , elle tutulur ibarelere , seçim bildirgelerinde rastlanmaz .
Ecevit’in CHP‘ si , bildirgede , Kıbrıs için ayrı paragraf düzenler . Buna bir bakalım :
“CHP Kıbrıs sorunu için , Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin yararına ve bölge barışına en uygun çözümün , Kıbrıs’ı , bağımsız federatif devlet statüsüne kavuşturmak olduğuna inanır . Bu federatif devlette Türkler , devlet yönetimine eşit egemenlik hakları ile katılmalıdırlar . Kıbrıs Türklerinin toprak mülkiyetleri ve ekonomik gelişme olanakları güvence altına alınmalıdır .”
Bildirge , bizzat kendisi tarafından yazılmıştı .
1973 Haziran genel seçimlerinde , birinci parti olarak çıkan , CHP , hükümeti kurma görevini aldı .
MSP ile anlaşarak , ortaklık hükümeti kurdu .
Yukarıdaki , tırnak içindeki ibare , hükümet programına da aynen kondu .
Kıbrıs’ta bulunacak bir anlaşmada , taraflar , siyasi eşit değil .
Eşit egemen olarak , kurulacak bir ortaklığa dahil olacaklar .
CHP , MSP Hükümeti dağılınca , gelen hükümetler , buna uymadı .
Ta ki , Ecevit , tekrar Başbakan olana kadar .
Geçen zaman zarfında , Rum tarafı , siyasi eşitliği , yıllarca vermeye yanaşmayınca , masaya , egemenlik tekrar geldi .
Görüşmelerde , Türk tarafı , egemenliği savunmaya başladı .
Bu , 2003‘e kadar devam etti .
Tekrar , siyasi eşitlik , masada görüşülmeye başlandı .
13 sene , siyasi eşitliğe dayanan federasyon görüşüldü .
Görüşmelerden , bir şey çıkmadı .
Bu defa , siyasi eşitliği reddedip , egemen eşitliğe tekrar dönüldü .
Rahmetli Ecevit’le , Kıbrıs’ı konuşurken , geleceğimiz için şunu söylerdi :
“ Ayakta durmanız için , iki ayağa ihtiyacınız var . Birinci ayak , Egemenlik . İkinci ayak ise , garantilerin katıksız devamı . Ancak iki ayak üstünde yürüyebilirsiniz .”
Gazze’yi gördükten sonra , garanti sisteminin önemi , daha da hayati hale geldi .
Annan Planı nedeni ile , Rahşan Hanımla birlikte , adaya geldiklerinde , karşılaştığımızda ilk cümlesi şu olmuştu :
“ Egemenlik , garantiler var olma nedeninizdir . Bunlara sıkıca sarılın .”
Cenazesine gittiğimde , ertesi gün , Rahşan Hanımla , Oran’daki konutlarında görüşmüştük .
Rahmetli Rauf Bey de vardı .
Rauf bey , benden önce ayrıldı .
İkimiz kaldık .
Çok üzgündüm .
Bir ara yüzüme bakarak .
“ Yalçın bey , Bülent’in sana Kıbrıs’ta söylediklerini sakın unutma .
Bunlar birlikte olmazsa , geleceğiniz karanlık .”
Rahşan Hanım , ne güzel yorumlamış!
Bunlar , olmazsa olmazlarımızdır .
Bunlar olmadığı için , Gazze ateş cehennemi .
Bunlar olmadığı için , binlerce insan katledildi .
Dünya , Filistin’i tanımış . Ne fayda .
Ecevit , akan kanı durdurdu .
Bekamız için de , formülü söyledi !
Egemenlik ve garantiler , yapılacak bir anlaşmada , behemehal olmalıdır .
Bunlar , bekamız için , vazgeçilmezlerdir .
Nurlarda uyuyun , Ecevitler .