Star Kıbrıs olarak dün bu köşede, Orta Doğu’da yıllardır yaşanan kaotik atmosfer nedeniyle Kıbrıs adasının Doğu Akdeniz’de adeta bir uçak gemisi haline geldiğini ve bu ortamda adaya yerleşen Fransa, ABD, İsrail hatta Hindistan’la birlikte durumun Yunanistan’ın bile kontrolünden çıktığını yazdık.
Şu an gelinin noktada Kıbrıs Türkünün önünde iki seçenek duruyor.
Ya federasyon ile görüşmelere devam edecek.
Ya da iki devlet görüşmesi için ısrar edilecek.
Şu anda Kıbrıs Cumhuriyeti hem BM hem de AB üyesidir.
O yüzden iki devlet ile yola devam etmenin tek yolu Trump’ı bu konuda ikna etmekten geçiyor.
Federasyona gelince Annan Planı’nda Rumların dediği “hayır” hala daha önümüzdedir.
Crans Montana’da da İsrail’in de yönlendirmesiyle Rum yönetimi masadan kalkarak federasyona hayır dedi.
Netanyahu’nun, dönemin Rum lideri Anastasiadis’e bu konuda telkinde bulunduğu İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından da dile getirildi.
Şu anda Güney’de yapılan anketlerde halkın federasyon istemediği ortada.
Kuzey’de yapılan anketlerde de yüzde 70 “iki devlet” diyor.
Türkiye de federasyonu istemiyor.
O halde nasıl¬ federasyon teziyle yol alacağız?
Rum Savunma Bakanı, İsrail ile gizli askeri işbirlikleri yaptıklarını belirterek, “Havadan egemenliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü koruyabilecek bir füze ve uçaksavar sistemine sahip olmalıyız” dedi.
Saldırı amaçlı da silahlanmaları gerektiğini ifade eden Rum Bakan, neyi, kimi hedef alıyor?
Böyle bir zihniyet ile nasıl federasyon görüşmeleriyle aynı devletin çatısı altına yaşamayı hayal edebiliriz?
Tüm bu soruların yanıtını net olarak veremedikten sonra halkın karşısına çıkıp boş hayallerden bahsetmenin karşılığı yoktur. Bizden söylemesi…