ABD'li Washington Post gazetesi, Gazze'deki ateşkes sürecinde Türkiye’nin üstlendiği kritik role dikkat çekti. Trump yönetiminin Türkiye'ye merkezi bir rol biçtiğini vurgulayan gazete, bu durumunun İsrail yönetimini rahatsız ettiğini yazdı. 
Washington Post'a göre, İsrailli yetkililer Türkiye’nin Müslüman dünyasında nüfuzunu artırdığı gerekçesi ile bu plandan endişe duyuyor. 
Peki bu gerilimin Doğu Akdeniz ve Kıbrıs adasına yansımaları nasıl olur? 
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İSEDAK açılışında yaptığı konuşmada, “Bölgemizde kurgulanan yeni emperyalist oyunda Kıbrıs adasının da menüye eklenmek istendiğine dair güçlü sinyaller alıyoruz” dedi. 
Bu açıklamanın alt metnini okuduğumuzda İsrail’in artık bir paranoyaya dönüşen güvenlik politikasına geliyoruz. 
ABD uzun yıllar Kıbrıs adasındaki askeri varlığını İngiliz üsleri üzerinden yürüttü. Ancak şimdi Baf Havaalanı ve Mari Deniz Üssü’nde ciddi askeri varlık oluşturdu. 
Güney Kıbrıs’taki bu askeri varlıkla hem İsrail’e zor durumda sığınacakları bir liman açıyorlar hem de Rusya’nın geleneksel olarak Güney Kıbrıs’ta var olan etkisini kırdılar. Rusları adadan atıp kendileri onların yerine geçtiler. 
Adanın etrafındaki hidrokarbon arayan şirketler arasında Amerikan şirketleri ağırlıkta. 
ABD Güney Kıbrıs’taki askeri varlığıyla hem bu şirketlere güvence sağlıyor. Hem de İsrail’e nefes alabileceği bir coğrafya hazırlıyor. 
İran İsrail savaşında, İsrail’in yolcu uçaklarından tutun da sivil gemilere kadar Güney Kıbrıs’ı güvenli bir liman olarak kullanması tesadüf değil. 
Güney Kıbrıs, İsrail ve Mısır’ın ABD’yi arkalarına alıp Türkiye’yi denklem dışına itmenin peşinde olduğu net olarak görülüyor. 
Mısır neden katılıyor bu gruba. Malum İslam dünyasında bir liderlik meselesi var. Mısır o liderliğin Türkiye’ye kaydığının farkında. 
Bölgemizde Kıbrıs Adası’nın da menüye eklenmek istendiği aşikar olan bir yemek masası kuruluyor. 
Bu masayı Türkiye’nin karşısında olan İsrail, Güney Kıbrıs, Mısır ve Yunanistan her ne kadar Türkiyesiz kurmak istese de ABD’nin o masaya Türkiye’ye de yer açmak zorunda olduğu kaçınılmaz bir gerçek. 
Özellikle Suriye başta olmak üzere ABD’nin Türkiye’ye olan ihtiyacı ortada. Trump bu coğrafyada sorunları müttefik ülkelerin ordularıyla çözmek istiyor. 
Malum Türk ordusu da dünyanın sayılı ordularından. 
Türkiye’nin askeri gücüne Avrupa da muhtaç. Almanya ve İngiltere Başbakanlarının Türkiye’ye peş peşe yaptığı ziyaretler tesadüf değil. 
Avrupa,Trump’ın ABD’de başkan geldikten sonra NATO’nun Avrupa’yı koruyacak bir yapıda olmamasından endişe duyuyor. 
Onun için bir Avrupa Ordusu yaratma çabaları var. Avrupa’da da en güçlü ordular İngiltere ve Türkiye’de… 
Ancak ikisi de AB üyesi değil. 
Dolayısıyla Doğu Akdeniz ve Kıbrıs adasında da yapılan planlarda Türkiye’nin AB ile de bir pazarlık gücü oluştu. 
Sadece Trump değil AB’de Güney Kıbrıs, İsrail, Mısır, Yunanistan dörtlüsünün Türkiye üstündeki siyasetine esir olamaz. Bizden söylemesi…