42’nci yılı da geride bıraktık.
42‘nci yıl kutlamaları, Sn. Erhürman’a nasipmiş.
Törenlerde yaptığı konuşmalarda, Kıbrıs Türkü’nün adadaki varlığına vurgu yaparak, Kıbrıs Türk’ünün Kıbrıs’ta ilelebet varaolacağını üstüne basa basa tüm dünyaya haykırdı.
Devletin kurulup ilan edilmesinin “ hiç de kolay “ olmadığının da bilincinde olduğunu belirterek:
“ … kendilerinden önceki nesillerin çok daha zor koşullarda, bu mücadaleyi yürüttüklerini, çok ağır bedeller ödendi ama elbette bu mücadele hala bitmedi …”
Sn. Erhürman’ın bahsettiği o nesillerin son bireylerinden biri olarak, 60 yıl sonra da olsa hatırlanmak, gurur verici olsa gerek .
Evet çok bedeller ödedik. Çok sıkıntılar çektik. Ambargoların her türüne göğüs gerdik.
Onurumuzdan, haysiyetimizden, Türklüğümüzden, özgürlüğümüzden asla ve asla bir dirhem dahi ödün vermedik.
Uzun lafın kısası.
Pes etmedik.
Hep direndik.
Bizden sonraki nesillere, bu adada sonsuza kadar yaşam hakkı. Biz ve bizden önceki nesil, bu adada bunları sağladığımıza inanıyorum.
Bunlar yeterlimi ?
Elbette yeterli olamaz. Bunları daha da ileriye götürmek, şimdiki neslin ödevi.
Bu da, Sn. Erhürman’ın dediği gibi :
“…mücadele bitmedi …”
Zaten hayatın bütünü mücadele değil mi ?
Gelelim meşale olayına:
Sn. Erhürman, adada bir anlaşma için, gerek, seçim kampanyasında, gerekse de, Sn. Erdoğan’la yaptığı ortak basın toplantısında ve de 42’nci yıl töreninde, görüşme için ortaya koyduğu ilkeler, Niko iki için hiç değişmediğini,
NATO kafa nato mermer mentalitesini devam ettirdiğini, Sn. Erhürman’a yaptığı görüşme çağrısında ortaya koymuştur.
Ön koşulsuz görüşmelere varım.
Crans Montana’dan kaldığımız yerden devam diyor.
Sevsinler bu Niko ikiyi.
Ama adamın güçlü bir dayanak noktası diyecektim amma, bunun dayandığı nokta da değil, kendine göre koskoca AB .
Yelkenlerini onun rüzgarı ile doldurarak, pupa yelken hayali ile yaşıyor.
Hristo’nun bu mentalitesine, AB ve BM eskisi gibi destek verecekse, bu demektir ki,
Ne görüşme,
Ne de,
Müzakere olmayacak.
Pek ala ne olacak ?
Tanınmaya devam politikasına devam edilecek.
Gidilecek köyün minareleri çoktan görüldü.
Bu kuzeyde.
Peki güney ne yapacak ?
Mülk konusunda, tutuklamalara devam edecek.
TMK ‘ nın kaderi AİHM tarafından gelecek ay açıklanacak.
Ya herrü . Ya merru .
Dünyadaki yeni gelişmeler, tanınmaya kapı aralayabilir mi ?
Bunu yakın bir gelecekte göreceğiz .
Bu kuvvetli bir ihtimale dönüşme meyli gösterirse, Niko, Sn. Erhürman’ın şartlarını kabul edip müzakereye oturur mu ?
Onu da zaman gösterecek .