Kıbrıs sorununda yeni dönemin işaretleri

Kıbrıs meselesinde uzun süredir görmediğimiz bir hareketlilik yaşanıyor.

Kıbrıs meselesinde uzun süredir görmediğimiz bir hareketlilik yaşanıyor. Bu hareketliliğin merkezinde ise hem Ankara’dan gelen güçlü mesajlar hem de Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Perşembe günü gerçekleşecek kritik görüşme öncesi yaptığı açıklamalar bulunuyor.
Sürecin tümüne baktığımızda, diplomatik açıdan son derece dikkatli hazırlanan bir zeminin yavaş fakat kararlı adımlarla inşa edildiğini görüyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri, bu yeni dönemin çerçevesini açıkça çiziyor.
Erdoğan’ın, “Kıbrıs Türk tarafının başından beri gösterdiği cesaret, irade ve yapıcı tutumu Rum tarafı da gösterirse, adada egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye dayalı, kalıcı ve adil bir çözüm bulunabilir” ifadeleri sadece bir niyet beyanı değil; aynı zamanda uluslararası topluma verilmiş stratejik bir mesaj niteliğinde.
Yani, Türkiye diyor ki: Çözüm için gereken irade kuzeyde mevcut, sıra güneyde.
Bu mesajın hemen ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki açıklamaları, Ankara’nın genel yaklaşımını tamamlayan bir destek unsuru olarak öne çıkıyor.
Fidan’ın, “Kıbrıs Türk halkının huzur ve refahının kalkınmasına yönelik gayretlerimizi sürdüreceğiz” sözleri, Türkiye’nin sadece diplomatik değil, ekonomik ve sosyal açıdan da sürecin arkasında olduğunun açık bir göstergesi.
Yani mesele sadece masada ne konuşulacağı değil, bir bütün olarak Kıbrıs Türk toplumunun geleceğine yönelik kapsamlı bir vizyondur.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın dünkü Siyasi Partiler Konseyi toplantısının ardından yaptığı açıklama, sürece farklı bir netlik kazandırdı.
Erhürman’ın “Türkiye masaya oturulmasına karşı değil” vurgusu, yıllardır bazı kesimler tarafından bilinçli şekilde yaratılan tartışmaları da boşa çıkarıyor.
Anlaşılan o ki Ankara ve Lefkoşa arasında bazılarına sürpriz gözükse de uyumlu bir perspektif mevcut. Bu da görüşmeler için olumlu bir iklimin ortaya çıktığını gösteriyor.
Bütün bu açıklamaları yan yana koyduğumuzda yarın yapılacak görüşmede Erhürman’ın sahaya güçlü bir argümanla çıkacağı çok açık.
Hatta öyle ki Kıbrıs Türk tarafının masaya somut bir öneriyle geleceği ve bu önerinin Güney Kıbrıs’ın uluslararası kamuoyu önünde görmezden gelemeyeceği bir nitelik taşıyacağı konuşuluyor.
Bu durum Rum lideri belli ölçüde köşeye sıkıştıracak gibi görünüyor.

Kulislerde Amerika’nın arka planda devreye girdiği, çözüm için garantör ülkelerle temaslarını sıklaştırdığı da konuşulan başka bir gerçek.
Böyle bir atmosferde Rum tarafının, özellikle de uluslararası camia karşısında, Türk tarafının atacağı adımları yok sayma lüksü kalmayabilir. Bu da yıllardır tıkanmış görünen Kıbrıs sorununa yeni bir hareket alanı yaratabilir.
Ancak asıl soru hâlâ masada duruyor: Ulaşılacak çözüm nasıl bir çözüm olacak?
Alışık olduğumuz parametreler içinde mi? Yoksa bölgenin yeni dinamiklerine uygun, tüm tarafların ortak faydasını önceleyen farklı bir modeli mi konuşmaya başlayacağız?
Yarın belki tüm soruların cevabı ortaya çıkmayacak. Ancak yeni bir dönemin kapısının aralandığı bir gerçek. Bizden söylemesi…
Bu haber 62 defa okunmuştur

:

:

:

: