Kıbrıslı Rum Loannis Matsis’in, evini göstermek bahanesiyle Polonyalıları kapalı Maraş’a geçirmesi dün gündemi meşgul etti. Askeri bölge ilk kez ihlal edilmiyordu ancak askeri yasak bölgeye girenler sıradan kişiler değildi.
Kıbrıslı Rum Loannis Matsis’in, evini göstermek bahanesiyle Polonyalıları kapalı Maraş’a geçirmesi dün gündemi meşgul etti. Askeri bölge ilk kez ihlal edilmiyordu ancak askeri yasak bölgeye girenler sıradan kişiler değildi. Polonya eski Cumhurbaşkanı Lech Walesa’nın oğlu Jaroslaw Leszek Walesa’nın da aralarında bulunduğu Kıbrıslı Rum din adamları ve Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, Maraş’a girdikleri gerekçesiyle gözaltına alındı.
Polonya uyruklu diplomatlardan Arthur Jaroslav Zasada ile Polonya eski Cumhurbaşkanı’nın oğlu Jaroslaw Leszek Walesa, başına geleceklerden habersiz miydi? Yoksa her şeyi göze almış mıydı? Avrupa Parlamentosu üyesi Polonya vatandaşlarını kimse uyarmamış mıydı? Bu sorular yanıt beklerken, diplomatlar hakkında, uluslararası sözleşmelere göre KKTC Dışişleri Bakanlığı ile koordineli olarak gerekli işlemler yapıldı.
Rum Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu, Rum Hükümeti’nin prosedür aracılığıyla baskı yaptığını ve BM’nin de olaya müdahil olmasını öngördüklerini söyledi.
Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, Rum Hükümeti’nin KKTC makamlarının “yasadışı eylem” olarak nitelendirdiği tutuklama kararını kınayarak, tutuklamaların, işgalin ne demek olduğunu gösterdiğini iddia etti. Ayrıca Kıbrıs sorununa çözüm bulunması çabalarını tahrip ettiğini ve dinamitlediğini dile getirdi.
Komşudan ülkemize turist olarak gelen 11 kişilik misafir grubundan 4’ü, birinci derece askeri yasak bölge olan Kapalı Maraş’ı ziyaret etmek istedi. Dünyanın her yerinde bilinçli olarak birinci derece askeri yasak bölgeye girmek yasaktır. Bu yasağı işleyenler hakkında yasal işlem başlatılır. Türk tarafının ‘yasadışı eylem’ olarak nitelendirdiği askeri bölge ihlalini, Rum tarafı ‘işgalin göstergesi’ olarak nitelendirirdi, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması çabalarının kim tarafından tahrip edildiği de gözler önüne serdi.
Rum yetkililer istediği kadar ‘işgalin göstergesi’ diye bağırsın, Türk tarafının uluslararası diplomatik işlemlere göre hareket etmesi, Kıbrıs’ta Rum yönetiminin dışında başka bir yönetimin olduğunu gösteriyor. Bunu yalnız yasak bölgelere Rum oyunuyla ayak basan Avrupalı parlamenterler değil tüm dünya anlamalı.