Milli havayolumuzu batıran zihniyet hala daha anlayamadığımız bir ortaklıkla yenisini uçurmanın yollarını arıyor. Meclis’te kürsüye çıkan vekiller hala daha KTHY’yi batıranları konuşuyor. Oysa halk bu işi onların yaptığını çok iyi biliyor. Star Kıbrıs’ın Pazar günkü sürmanşetinde yer alan haberi hatırlayacak olursak; iktidar partisi UBP’nin yaklaşık on yıl önce Türkiye’deki seçmenleri getirmek için kiraladığı uçakların parasını hala daha ödemedi. Faizleriyle birlikte binlerce lira ödenmeyi bekliyor. Nasıl oluyor da şimdi çıkıp nutuk atabiliyorlar. ‘KTHY’yi bizden öncekiler batırdı’ diye…
Beş kuruşluk mal varlığı kalmayan KTHY, borçtan başka bir şey getirmedi. Zamanında Türkiye’den hisselerin tamamını alanlar dün Meclis’te bilirkişi pozları kesmeye yine devam etti.
İlgili Bakan, ‘Mart sonu uçacak’ dedi ama buna kediler bile güldü. En iyimser ihtimalle Mayıs’tan önce uçması beklenmeyen yeni havayolunun akıbeti yine aynı zihniyetin elinde olacaksa birkaç yıl sonra yeniden başka arayışlara girilmesi kaçınılmaz olacak.
Her işin arkasından çıkan siyasiler her şeyi bildiklerini sanıp havayolu şirketini de yönetmeye kalkınca çadır başlarına yıkıldı. Peki şimdi bizi neler bekliyor?
Geriye dönük bilet paralarını alamayan yolcular, İngiltere’den gelmek için Larnaka Havaalanı’nı kullanmak zorunda bırakılanlar, işten atılan KTHY personeli için hangi şahane formüller uygulanacak?
Türkiye’deki uçak şirketi devletindi, bütün dünyanın izlediği yolu izleyip özelleştirdi.
HY’ye bakacak olursak şuan dünyadaki sayılı havayolu şirketleriyle yarışıyor.
Türkiye tüzük gereği KTHY’nin hisselerinden kurtulmak zorunda idi, ‘ideal gidilecek nokta özelleştirmedir’ diyerek bizimkilere ‘yüzde ellisini almayın bırakın işadamları’ alsın dediler. Bizimkiler ona da ‘yok’ dedi.
O zamanlar karlı zamanıydı. Karı da yüksek faizlerden faydalanarak gecelik repoya yatırılarak sağlandı. Ama esas işi olan taşımacılıkta çok fena sınıfta kaldı. Buradaki zararı gecelik repolarla kapattı. Yolun sonuna gelindiğinde yapılması gereken çok basitti: Taşımacılık kapısı kapatıldığına göre zararı kapatmak için uçakları ve seferleri artıracağına masrafı yükselterek havayolunu batırdı.
Evet bir devletin uçak şirketi olmalı ama onu idare edecek olanların başına da bilinçli becerikli bu işten anlayanlar getirilmeli. Hiçbir tedbir alınmadan açıkları kapatmaya çalıştılar.
Müdürler vardı onların üzerinde de yönetim kurulu vardı. Ama partiler ne yaptı; yönetim kuruluna kendi bilgisiz adamlarını koyarak siyasi adımlar attı. Aldıkları günden itibaren şirketin ayakta durması için tek bir fırsat yaratmadılar. Zarar gün geçtikçe yükseldi. 120 milyon borcu da halkın sırtına yükleyip yollarına devam ettiler. Halk bunu ödemeye hazır mı?
Kısacası hata yarım yamalak demokrasimizde ve beceriksiz siyasilerimizde. Mesuliyet alamayan kabiliyetsiz insanların omuzunda ne havayolu ne de devlet gün görecek değildir!