Ankara daha ne kadar seyredecek?

Ya da sadece seyrediyor mu? Günlerdir KKTC'de bir 'polit komedi' oynanmakta. Çok zengin ülkelerin bile 'böyle bir lüksünün' olmadığı dünyamızda KKTC'de bazı politikacılar 'dünyayı ben yarattım' havasında ülkenin zaten 'kötü' gidişatını daha da yavaşlattılar.

Ya da sadece seyrediyor mu?

Günlerdir KKTC'de bir 'polit komedi' oynanmakta.
Çok zengin ülkelerin bile 'böyle bir lüksünün' olmadığı dünyamızda KKTC'de bazı politikacılar 'dünyayı ben yarattım' havasında ülkenin zaten 'kötü' gidişatını daha da yavaşlattılar.

'İsyancı' değil de 'tepkili' 'milletvekilleri aslında gerçekten çok rahat
bir ülkedeler. Millet 'tepkili' olsaydı, vekiller böyle 'isyancı'
olabilirler miydi? Dua etsinler ki KKTC'li vekillerin milleti gerçekten 'çok
sabırlı'.

Ancak milletin de vekillerin de bilmesi gereken 'paranın' sabrının olmadığı.
Ekonominin bu tarz 'polit komedilere' tahammülü yok. Ve nitekim bu UBP'li
'tepkili' milletvekillerinin son kabine değişikliği sonrası 'güdümlü' ya da
'güdümsüz' bir şekilde yarattıkları 'suni kriz' ülke ekonomisine yarar değil
zarar verdi.

Bu ülkenin 'illa bakan olacağım sevdasıyla' 'önce ben sonra vatan' diyen
politikacıların elinden çektiği yeter.

Başbakan İrsen Küçük ve bakanlarını artık 'rahat bırakın' çalıssınlar.
'Bakan olamayanlar' biraz olsun 'milletvekili olduklarını' hatırlasınlar. En
başta da millete karşı sorumluluklarını! 'Bakan koltuğuna oturmak mı yoksa
Ekim ayından itibaren maaşlar için kaynak bulmak mı?' İşte asıl soru burada
yatıyor. Millet de bunun farkında.

Kim Ankara'nın bu gelişmelere 'kayıtsız kaldığını' sanıyorsa yanılıyor.
'İsyancı' ya da 'tepkili' vekiller ve onların arkasında (Ankara'da çok
sayıda Kıbrıs’la ilişkili şahsiyetin inandığına göre sendika mitinglerinde de
masum olmayan) güç sürekli izlenmekte.

Yani kısacası bizce Ankara seyretmiyor. Ankara'da konuştuğumuz
muhataplarımız KKTC'de olan bitenden biz gazetecilerden çok daha teferruatlı
ve arka plan enformasyonuna sahip bir şekilde bilgililer.
AK Parti Hükümeti şimdiden 13 Haziran 2011 Pazartesi Günü icraatlerine
hazırlanmakta.

Avrupa Birliği ve Kıbrıs ve de KKTC Ankara'da bu konuda en donanımlı
olanların uzmanlık ve sorumluluk alanı olduğuna göre bizim de içimiz rahat.
Türkiye'nin başarılı politikalarının mimarı Başbakanı yakınlarının
anlattığına göre 'karanlıkta çalışmayı severmiş'. Arada bir ışığı
yakıverirmiş ve bakarmış kim nerede ve ne yapıyor?' diye.

KKTC özelinde de 'ışığın birden yandığı' olmuş. 'Acaba kim nerede ve ne
vaziyetteydi?' dersiniz. Bu sorunun cevabını biz bilmesekte Ankara'nın
bildiğinden en ufak bir kuşkumuz yok.

Anlayacağınız 'meydan boş değil'.

Ankara 'seyretmekle yetinmiyor'. Notlar alınıyor. 13 Haziran sonrasına
hazırlıklar yapılıyor.

İyi ki de öyle.

Yoksa halimize bakın ne durumdayız! Ana muhalefet lideri mecliste 'sıçan
fıkrası' anlatmış. Herkesin de neşesi yerindeymiş. Ne ala!
Bu haber 9691 defa okunmuştur

:

:

:

: