Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde ‘İntihar Olgusu’ konulu bir konferans düzenlendi.
Konferansa, Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Saynur Canat konuşmacı olarak katıldı.
Canat konuşmasında ana hatlarıyla; intihar davranışının nedenleri, ülkelere göre istatistikleri ve toplumla ilişkilerin intihar eylemine etkisi gibi konuları ele aldı.
İntihar eyleminin toplumsal, demografik, ekonomik gibi tek nedeni olmayan karmaşık bir sorun olduğuna dikkat çeken Canat, nedenlerin ülkelere göre değişebileceğini ifade etti.
Canat, tüm dünyada her 40 saniyede 2 intiharın yaşandığı ve bu eylemlerden en az 6 kişinin etkilendiği yönünde ilginç bir de istatistik verdi.
Konferansın sonunda medyada intihar olaylarının ele alınış şekline de dikkat çeken Canat ,‘İntihar olayları arka arkaya yayımlanınca oldukça tetikleyici ve tehlikeli oluyor’ dedi.
Hatta bu konuda Türkiye’de ve KKTC’de geniş bir izleyici kitlesi olan ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisini de eleştiren Canat, bu tür dizilerde intihar eylemlerinin sağlıklı bir şekilde temsil edilmeyip, teşvik edici boyutlara sürüklendiğini belirtti.
Öğrenciler ve katılımcılar açısından faydalı bir konferans oldu.
Kuzey Kıbrıs’ta, 2012 yılında meydana gelen intihar olayları, geçmiş senelere göre oldukça fazla.
Bu olaylara, ülkede yayın yapan bütün gazeteler yer vermek zorunda kalıyor.
Hatta bu konuda sık sık eleştiriler de yöneltiliyor.
Hiçbir gazeteci intihar haberlerini büyük bir zevk alarak yapmıyor...
Canına kıyan vatandaşın kendine hazırladığı sonun nedenleri arasında, toplumun genelini ilgilendiren, kanayan bir yara varsa kimse buna kayıtsız kalamaz.
Bu yaranın tedavi edilmesi için gerekirse bu haber, ön sayfadan hatta manşetten görülür.
Bundaki amaç, diğerlerine örnek olması değil, yetkililerin varolan tehlikeyi görerek önlem alınması içindir. Yetkililer her intiharın ardından durup düşünmeli ve herkes kendine pay çıkarmalıdır. Medyanın yaptığı yayınlar insanları etkileyebilir ve psikolojik anlamda intihara sürükleyebilir ancak ders çıkarması gereken medyadan önce yetkililerdir.
Ülkede insanların psikolojilerini hedef alan ve onlara bir yol çizen hiçbir eylem yapılmamaktadır. Ne bir kongre ne de bir eğitim… İntiharların hepsi günü birlik gelip geçiyor. Geride kalan ertesi gün gazete manşetleri oluyor. Her giden de arkasında bir acı bırakıp gidiyor. Bu acıya yetkililer artık ‘dur’ demek zorundadır. Aksi halde intiharlar giderek artacak ve insanlar intiharı çözüm olarak görecektir. Büyüyen tehlikenin artık herkes farkına varmalıdır.