Son nefesine kadar KKTC’nin geleceğini düşünen Kıbrıs Türkleri’nin efsane ismi Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve hem Anavatan hem de Yavruvatan Kıbrıs için hizmetleri unutulmayacak olan Türkiye Başbakanlarından Bülent Ecevit, bizler tarafından olduğu kadar, gelecek nesiller tarafından da minnetle anılacak.
Star Kıbrıs olarak bugün editörden köşemizde iki büyük liderin, 20 Temmuz hakkındaki görüşlerine yer veriyoruz. Onları ve aziz şehitlerimizi unutmadık unutmayacağız...
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş hatıralarında, hayatının en mutlu gününün 20 Temmuz 1974 olduğunu söyler. Harekâttan bir gece önce, birkaç saat sonra Türk askerinin Ada’ya çıkacağı söylendiğinde yaşananları büyük lider Denktaş’ın kaleminden okuyalım:
“Sarıştık, ağlaştık, sevinçten gözlerimiz yaşarmıştı. Bana verilen talimat; ‘Sabah 05.00’e kadar kimseye bir şey söyleme’ şeklindeydi. Ancak söylemeden yapılacak işler de vardı. Karargâhın toplanması, taşınması, radyoya televizyona verilecek beyanatların hazırlanması, tercümesi. Bunun için saat 22.00’yi zor bekleyebildim. Bundan sonra arkadaşları bir bir çağırdım. Kendilerine her tebligatı yaptığımda, ‘Yarın sabah geliyorlar’ dediğimde, evvela bir sevinç, öpüşme, ağlaşma; sonra ‘eve gidip geleyim’ istekleriyle karşılaştım. ‘Hayır, artık bu kapıdan çıkamazsınız, Türk ordusu gelinceye kadar burada kalacaksınız’ dedim ve öyle yaptık.”
Harekât başlarken Denktaş, halkına radyodan bu müjdeli haberi şu sözlerle veriyordu:
“Türk Silahlı Kuvvetleri şu dakikadan itibaren Adanın çeşitli yerlerine çıkmaya ve inmeye başlamıştır. Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün koruyucusu olarak kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ni aziz vatan topraklarında kucaklamanın, bir asırlık hasreti gidermenin sevinci ve mutluluğu içindeyiz. Zafer bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin savunucusu tüm Kıbrıslılarındır. Tanrı kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve onların ayrılmaz bir parçası olan mücahit ordumuza kuvvet bahşetsin. Zafer nasip eylesin. Zafer haktan yanadır.”
Mutlu Barış Harekatı’nın mimarı olan dönemin Türkiye Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit ise 20 Temmuz gerçeğini dünyaya şu sözlerle açıklıyordu: “Türk Silahlı Kuvvetleri ateş açılmadıkça, ateş etmeyeceklerdir. Savaş için değil, barış için Kıbrıs'tadırlar. Kıbrıs'ı istila için değil, zorbaca bir istilaya son vermek için Kıbrıs'tadırlar. Kıbrıs'taki son Yunan harekatı yalnız bir hükümet darbesi değildir, onun ötesinde Bağımsız Kıbrıs devletini temelinden yıkmayı amaçlayan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin yasal dayanakları niteliğindeki anlaşmaları çiğneyen bir harekettir.”