Bazılarınız bana kızmış! 'Aman sen de' diyorlar 'Hep hayvanları düşünüyorsun, biraz da insanları düşünsene'...
Ben de diyorum ki başkalarının işini oturduğun yerden eleştirmektense, kalkıp şu işin ucundan bir de sen tutsan ya! Herkes kendi kapısının önünü temizlese pislik kalır mı bu ülkede?
Her neyse, yine de kıramadım kalplerini. Yaptığım icraatları birilerinin gözüne sokan tiplerden değilim. İsmimi bir yerlere yazdırıp, teşekkür almak adına da hiçbir yere yardım etmem... Manevi olarak, en azından 'kendimi bir işe yarar 'hissettirdiği için yardım ederim ben. İşte tam da böyle kendimi işe yarar hissettirecek bir grupla karşılaştım geçenlerde Facebook'ta.
Grubun adı 'Çocuklar Haklı'... KKTC'de bulunan bir grup iyi insan tarafından açılmış. Amaçları ülkemizdeki maddi durumu olmayan, ailelerinin kırtasiye, giyecek gibi masraflarını karşılayamadığı çocuklara yardım etmek.
Düşünüyorum da, bu hayatta bir çocuğu sevindirmek kadar mutluluk verici başka ne olabilir ki? Küçücük bir kalp, yaşıtlarından gördüğünü isteyecek, heves edecek, onun olmadığında ağlayacak, kırılacak pamuk kalbi...
Okullar açıldı... Açıldı açılmasına da, daha önlüğünü, kalemini, kitabını, çantasını alamadığı için okula başlayamayan çok çocuk var. Aileler mutsuz, endişeli. Bazılarımızın bir gecede çıkıp harcadığı parayla çocuklarının bütün ihtiyaçları karşılanabilir düzeyde.
Politika, entrika içinde boğulduk gittik. Ağzımıza kadar dolduk taştık. Biraz temizlenmeye, arınmaya, sakinleşmeye ihtiyacımız var. Görmeyen gözlerimizi açıp, bizden muhtaç olana yardım etmeye ihtiyacımız var. Paylaşmaya ihtiyacımız var.
Eğer bu ülkede hala okuyamayan çocuk varsa bu biraz da aynaya baktığımız da gördüğümüz suretin ayıbıdır...
Her şeyi devletten beklemek olmaz...
Ben, Sen, O derken koca bir halkı oluşturuyoruz.
Hadi siz de yardım edin, ülkemizde maddi imkansızlık yüzünden okuyamayan çocuk kalmasın!
Unutmayın mutlu etmek, mutlu eder...
Bizim de sofrada bir miktar tuzumuz olsun derseniz; Şehit Hasan Cafer İlköğretim Okulu Öğretmeni Banu Bebek’e 05338561221’den ulaşabilirsiniz.
SESSİZ KALMA SUÇA ORTAK OLMA!
Almanya’da bir hayvanat bahçesinde; “dünyanın en tehlikeli türü” diye yazan bir bölüm bulunmaktadır. İçeriye girdiğinizde sadece bir 'ayna' vardır..
Aman bazılarınız kızmasın, ben yine hayvanlara getireceğim son sözü...
Dört ayaklı, minik dostlarımızın size daha önce hiç olmadığı kadar çok ihtiyacı var. Koca koca depremlerde kaç tane can kurtardı onlar. Şimdi ise sıra onların canını kurtarma zamanı.
30 Eylül Pazar günü Türkiye'nin 10 ilinde eş zamanlı eylem gerçekleştiriyor. Eylem dedik ama bazılarınız yasa dışı olduğunu düşünmesin, tamamen izinleri alınmış, yasal.
Peki neden toplanıyor bu insanlar? Anlatayım...
Türkiye'de yeni onaylanan bir yasaya göre -ki hayvanseverler bu yasayı Ölüm Yasası olarak adlandırıyor- boyu 40 cm'i, kilosu da 20’yi geçen her köpek 'tehlikeli ırk' olarak sayılacak. Evlerinden alınacak 'doğal yaşam alanlarına' gönderilecek. Doğal yaşam alanı diyorum ama sadece adı öyle. Ormanlarda aç, susuz, ölüme terkedilmek olarak anlayın siz.
Sadece kapınızın önündeki kedi ve köpekler için geçerli değil bu durum evinizin içinde besledikleriniz için de geçerli. Evcil hayvan besleme sayısına da kısıtlama getiriliyor. 1'den fazlası yasak 2. olursa evden alınıp doğru 'doğal yaşam alanına'...
İşte bu yüzden Türkiye'nin dört bir yanındaki hayvanseverler 30 Eylül Pazar günü saat 14.00'te eş zamanlı toplanacaklar.
Gerek polisiye durumlarda uyuşturucu tacirlerine karşı olsun, gerek can kurtarmada olsun, gerek engelliler in göz-kulak olsun çok yardımları dokunuyor bu minik dostların insanoğluna.
Ve şimdi de insanoğlunun onlara sahip çıkma zamanı...
Siz de bu yasanın değiştirilmesi düşüncesindeyseniz www.sessizkalmasucaortakolma.com sitesinden '5199 Sayılı Yasa'nın değiştirilmesi dilekçesine imzanızı ekleyebilirsiniz.
