Savaş...Barışın yan ürünü, tam karşıtı...Galibi olmaz, kaybedeni çoktur. Bir canlının bile ölümü “insanlığın” kaybıdır çünkü...
Savaş...Barışın yan ürünü, tam karşıtı...Galibi olmaz, kaybedeni çoktur. Bir canlının bile ölümü “insanlığın” kaybıdır çünkü...
George Bush bir laf etmiş zamanında, demiş ki; “Keşke savaşların hepsi 'laf savaşı' olsa birer taşlama olsa. Cevap veremeyen diğerine azcık toprak verse, su verse, yemek verse” ... Yani keşke küçük bir çocuğun evciliği kadar masum olsa. Öyle değil maalesef. Siviller ölüyor. Küçücük çocuklar ölüyor. Küçük çocukları küçük mermilerle öldürmüyorlar. Kan gövdeyi götürüyor, savaş stratejisine göre en son “pes” diyen kaybediyor. Diğer taraf galip tabii...
Neyin galibiyeti? İnsanları öldürmenin galibiyeti mi? Evlerini başına yıkmanın galibiyeti mi? Ama doğru ya, düşman ülkenin iktidarı “pes” dedi bunun galibiyeti. Hiç önemi yok değil mi, ölen insanların? Pes dedirtmenin galibiyetini kutlarken hiç önemi yok mu yok olan hayatların?
Yüzbinlerce sivilin kurban olduğu savaşa kim haklı diyebilir? Peki ya ben güzel ülkemin bu savaşlardan birine gireceği korkusuyla yaşamalı mıyım? Zaman mertlik zamanı değildir ki, ailesine, toprağına zarar gelecek adam kendini savunmak için atına atlasın, kılıcını sakladığı yerden çıkarsın.
Cephelerde 20’li yaşlarda gençlerimiz savaşıyor. Ana-babaların gözleri yaşlı. Her gelen telefonu yürekleri ağızlarında açıyorlar. Türkiye’nin doğusunun hali zaten ortada, insanlar her an evlerine bomba düşecek korkusuyla yaşıyorlar. Böyle bir durumda ‘savaşa evet’ demek olur mu?
Gariban halk öldükten sonra bizler, düşman kuvvetler pes etti diye oturup galibiyetimizi mi kutlayalım yani? Velhasılı kelam savaş yine fillerin tepiştiği, çimenlerin ezildiği olaylar silsilesine getiriyor durumu.
Şimdilerde yine etrafımızda dolaşıyor kendisi, üzerimize çökmek istiyor. Birilerinin öfkeleri ve intikam ağaçları biraz daha yeşersin diye dolaşıyor dünyanın üzerinde. 21. Yüzyılda hala çözümün savaşarak geleceğine inanıyorsanız girelim öldürelim dediğiniz toprakların binlerce yıldır iç içe yaşadığınız topraklar olduğunu unutmamalısınız.
Eğer unutursanız ben size bu sefer de Nico Bellic’in sözünü hatırlatmak zorunda kalırım; 'Savaş, genç ve aptalın zengin ve kötü tarafından kandırılıp birbirini öldürmesidir.'
Söyleyeceklerim bundan ibaret...