Her şeyin bir başlangıcı ve sonu var...
İnsan yaşamı da bu başlangıçla son arasında geçen zamanı kapsar...
Yaşınız kaç olursa olsun, bugününüzün temelleri geçmişe uzanır, yaşadığınız an ise yarınları inşa etmektedir...
Yani, bugün yaptığımız her şey geleceği olumlu yâda olumsuz etkiler, şekillendirir...
İstesek te istemesek te bu böyledir...
Bugün içinde yaşadığımız dünya, insanlığın milyarlarca yıllık geçmişinden bize kalan tek mirastır... Acılarıyla, sevinçleriyle, gözyaşı ve umutlarıyla devraldığımız, biraz daha büyüterek bizden sonraki nesillere devredeceğimiz devasa miras...
Kimilerine göre Cennet, kimilerine göre bir çöplüktür atalarımızdan bize miras kalan...
Bu gezegeni gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir yer olarak bırakmak için bize düşen görev ne olabilir?
İnsan, diğer canlılardan farklı olarak akılcı düşünme, olaylar arasında bağ kurabilme, sonuç çıkarma, deneyimleme gibi bir yığın donanıma sahiptir...
Bu donanımı kullanan insanın günlük sorunların, can sıkıcı haberlerin arasından sıyrılıp, hayata evrendeki misyonu açısından bakması, var olan ama görünmeyeni anlamlandırmaya çalışmak en doğru davranış olacaktır...
İnsan olarak, bize miras kalan bu eşsiz ve ağır emaneti gelecekteki insanlık nesline kirletmeden, sorunları çoğaltmadan, biraz daha azaltarak, temizleyerek ulaştırmak gibi yazılmamış ama gönüllü kabullendiğimiz bir görevimiz olduğunun farkına varırız böylece...
Birçok insanın sandığının aksine dünya eskiye göre daha yaşanılabilir bir yerdir...
Sorun değişimle alakalıdır...
Değişim geleneklerden kopmak değildir...
Böyle bir değişim neticesinde ortaya uyuşturucu, terör, şiddet, çarpık seks anlayışının hakim olduğu hastalıklı bir dünya çıkar...
Bu nedenle gelenek ve değişim ilişkisini iyi anlamak gerekir.
Hayallerimiz aynı zamanda ümitlerimizdir...
Her hayalin bir çekim alanları olacaktır...
Hayallerini, ümitlerini kaybetmeyen insanlar içine kapanıklıktan kurtulacak, oluşan çekim alanlarına başka insanları da alabilecektir.
Dedik ya İnsan olarak yükümüz ağır ama ‘Yüklenen taşıyamayacağımız yük’ değil!
İstiklal Şairi Mehmet Akif’in dediği gibi:
Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak
Alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak.
Gamı-tasayı bırak, iraden canlı ise!
Ümit kaynağı ol, olabilirsen herkese!