Eleştirinin de bir sınırı var!

Öncelikle söyleyeceklerimden ötürü beni “İrsen Küçük'ün büyük hayranı” olarak isimlendirmeyin. Malum toplum olarak “damgalamayı” sevdiğimiz için önceden bu açıklamayı yapma gereksiniminde bulunuyorum.

Öncelikle söyleyeceklerimden ötürü beni “İrsen Küçük'ün büyük hayranı” olarak isimlendirmeyin. Malum toplum olarak “damgalamayı” sevdiğimiz için önceden bu açıklamayı yapma gereksiniminde bulunuyorum.
Ancak anlayamadığım bir şey var. Bu adam iyi veya kötü bir süre size Başbakanlık yaptı. Evet politik hataları oldu ancak hiçbir vatandaşına karşı zorla ve dayatma yoluyla bir diktatör rejim uygulamadı. Ülkeye zorlayıcı, insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı uygulamalar getirmedi. Kimseye gözünün üstünde kaşı var diye “atın bunu içeri” emri vermedi.
Politik hataları var denildi, iktidardan düşürüldü. Peki hala mı yetmedi?
Hala her gün hakkında bilumum karalayıcı haberler çıkarmak da neyin nesi? Saçını boyamasından tutun da, gözlerindeki özre kadar birçok hakaret de neyin nesi? Dilinizden insan hak ve özgürlüklerini düşürmeyen sizler, bir başkasının özgür iradesiyle alay etmeyi nasıl kendinize yakıştırabilirsiniz? –Kaldı ki buna hiçbir hakkınız yokken-
Bu dünyada en tiksinç bir şey varsa o da bir başkasının fiziki özrüyle dalga geçmektir. Bir çocuğa dahi ailesinin ilk öğretmesi gereken şey, arkadaşlarının dış görünüşüyle alay etmemesi gerektiğidir.
Sizler! Pistlerde, meydanlarda şov yaparak engellileri savunduğunu söyleyen insanlar, sırf politik görüşünüz uymuyor diye bir zamanlar başbakan seçtiğiniz adamın bakışlarıyla alay etmeye utanmıyor musunuz?
Sizler! Her yerde “insan hak ve özgürlükleri” diye bangır bangır bağıran, cinsel kimlik ve cinsiyet eşitliği yönünde sloganlar atıp tribünlere oynayan insanlar, Küçük saçını boyadı diye kendisine bir cinsel kimlik yapıştırmaya varıncaya kadar hadsizlik yapmaya utanmıyor musunuz? Ama haklısınız, dedim ya bizim toplum “damgalamayı” pek sever…
Bu hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey evlat acısı. Evladını kaybettikten sonra, üzüntüden dolayı oluşan tansiyon hastalığıyla alakalı görme problemiyle alay edecek kadar insanlığınızı kaybetmiş olamazsınız… Politikanız, memleketi kurtarma çabalarınız yere batar içinizde insanlık yoksa!
Buyrun gelin İrsen Küçük’ün siyasetini, politik yaşamını bir masaya oturup tartışalım. Ancak bir insanı bu şekilde yerden yere vurmak insanlık dışıdır. Değil insan hak ve özgürlüklerine, vicdan hürriyetine bile sığmaz bu fiil.
Belki de çoğunuzun bir zamanlar desteklediği parti olan UBP’nin eski genel başkanıdır İrsen Küçük. Bir zamanlar sizin oylarınızla sandıktan çıkmış bir politikacıdır. Sizin eski başbakanınızdır. Bir zamanlar sizi temsil etmiş bir insandır. Her şeyden önce 70 yaşında bir babadır. Sizler saygı duymuyor olabilirsiniz ancak sırf siz sevmiyorsunuz diye ailesine ve sevdiklerine karşı küçük düşürmeye hakkınız yok.
Eleştirinin de bir haddi, bir sınırı var. Artık yeter! Kirli politik oyunlarınız, vicdanınızın üzerine gölge düşürüyor…
Bu haber 1055 defa okunmuştur
  • Sayin Kucukten Biraz Erdemlik ve Saygi ince  NY - 8.09.2013 Gurur ve ihtirasi bir tarafa birakip, insanlarin zamanini ve erjisini gereksiz yerlere harcatip toplumda acmis oldugu sosyal yaranin farkina varmasini ve toplum onunde oz elestiri yapip tum ictenligi ile ozur dilemesi buyuk bir erdemlik olacaktir. Herkesin bildigini kendinden saklamsi ne erdemlik ne de delalettir. Boyle sade bir itiraftan sonra eminim ki bu halk onu bagrina basmayi ve affetmeyi de bilir. Saygilar.
  • Durustluk en iyi politikadir ince  NY - 8.09.2013 Elestirinin bir sinirinn olmasi gerektigi kadar, Kurallara, yasalara, olmadi sosyal normlara, gelenk, gorenek ve adetlerede uymanin da bir siniri olmalidir. Kongre secimlerine kadar hade millet, gazeteci baska partiden , muhalif, rumcudur dersiniz; ama kongredeki insanlarin yarisi size hoppla nere dedigi gun; dinlemeyi ve o inattan vazgecip ozur dileyip yanlis yaptim sizleri anlamamisim demeyide faziletten saymayi bilmelidir. Sayin kucugun ozel kisiligini ne tanirim ne bilirim ve de sozum de yoktur. Ama son 3-4 yila vurmus oldugu politik kisiligini de savunulacak bir taraf oldugunu pek sanmiyorum. 'Honesty is the best policy' (Durustluk en iyi politikadir) tabi yapabilene ama bizde politikacilar milleti aptal yerine koydugu icin ben sahsen pek uzulmuyorum. Umarim diger politkacilar birseyler ogrenmistir sayin kucugun dusmus oldugu durumdan. Bugun sayin Kucuk millet onunde hala ozur dilememistir yasananlar icin. Erdemlik yukarida iken assagidakileri kucuk gormek...

:

:

:

: