Güney Kıbrıs'ta, Omonia Nicosia ve APOEL Nicosia takımları arasındaki futbol karşılamasında APOEL tribünlerinde Türk bayrağının yakılmış olması Rum hamisi Türkleri harekete geçirdi.
“Yok canım, Rumların hepsi öyle değil” diyerek Rum koruyuculuğuna soyunan bazı kişiler daha da ileri gidip, “bizde de bunlardan var” demeye kadar vardırdı işi.
Bizde bunlardan olan kimse isim verseler, hep birlikte kınayacağız. Onu da söylemediler.
Tek söyledikleri “bizde de var!!!”
Kimse de çıkıp sormuyor; “Kardeşim daha geçen gün Cumhurbaşkanına saldırdılar. Ondan önce defalarca Türklerin arabasını parçaladılar. Kavgalar çıkardılar, küfür ettiler, hakaret ettiler, trafikte taciz ettiler, peki Güney’den Kuzey’e gelen Rumlara kim bir şey dedi bugüne kadar?”
Hakarete mi uğradılar, taciz mi edildiler, darp mı edildiler?
Cevap belli… Hayır… O zaman nedir bu Türk düşmanlığı, nedir bu Rum’un kusurunu kapatacağız diye kendi milletine fütursuzca iftira etmek?
Nedir yapmak istediğin, neden kendi halkına bu kadar nefretin?
Kendi halkı bile ELAM’ın EOKA’nın devamı olduğunu söylerken, bizdeki Rum avukatlığına soyunmayı anlamak mümkün değil.
Bir kez daha hatırlatalım; Rum Kilisesi’nin açık destek verdiği ELAM, 2010 yılında “Kıbrıs Yunandır” sloganlarıyla Larnaka sokaklarını çınlatmıştı. Üç beş kişi değildi yürüyen. Hatırı sayılır bir kalabalık başlarındaki EOKA şapkaları ve armaları kadar askeri düzende yaptıkları yürüyüşte dev Yunan bayrakları sallamışlardı.
Larnaka’daki festivalde Sertunç Akdoğu adlı Kıbrıslı Türk müzisyen bıçaklanmış, Apoel-Pınar Karşıyaka basketbol maçında Türk takımına yönelik saldırılarda bulunulmuştu.
Geçen yıl, BM’nin restore ettiği, eski Türk köyü Denya’daki tarihi camiye saldırarak binayı yıkmak isteyen ELAM üyeleri Rum fanatikler, Güney’e geçen birçok aracı tahrip etti.
Bugün birçok Kıbrıslı Türk Güney’e arabasıyla geçmeye bu yüzden korkar.
Bizler, yani barış yanlısı Kıbrıslı Türkler asla ve asla hiçbir kimsenin burnunu dahi kanamasını istemediğimiz gibi, Kuzey’e geçen Rumları gerçek Türk misafirperverliğiyle bağrımıza basarken, içimizden birilerinin çıkıp “bizde de var” demesi büyük yanılgı, haksızlık ve iftira.
Rumları savunanlar çıkıp, “şu tarihte Kuzey’de, filanca Rum’a şu saldırıda/tacizde bulunulmuştu” demeliler.
Ya da niçin kendi milletini karalayan bir tutum içine girdiklerini açıklamalılar.
(Çözüm sürecinin ivme kazandığı ve çözüme yaklaşıldığı şu günlerde, şirin ve barışçıl görünmek adına kendi halkını karalayan bu kişiler, diğer tarafta da pek samimi bulunup sevilmiyor, belirtelim.)