Merhamet et!

Merhamet” diyordu… Merhamet, cennetin kapısını açan bir anahtardır…

“Merhamet” diyordu… Merhamet, cennetin kapısını açan bir anahtardır…
Yüreğinde hala merhameti taşıyan canlıların hatırına dönüyor dünya. Ne mutlu! Evladına bir köpeğin başını okşamayı, bir kediye su vermeyi, dostuyla ekmeğini paylaşmayı öğretebilen ana-babaya…
Ne mutlu! Komşusu açken tok yatmayana…
Dünya kötüye gidiyor.
Ölümler, açlık, yokluk, acı, gözyaşı…
Çocukların çığlıkları sarıyor dünyayı. Öyle ki, dünya döndüğüne utanıyor…

Analar ağlıyor, sahi nedir bir evlat acısına çare?
Bulundu mu bunun ilacı?
Yok, dünya tıbbının geliştiğini kimse söylemesin, bir ananın yüreğindeki evlat acısını dindirebilecek ilaç bulamadıktan sonra…
Önümüz kış…
Yağmurlu bir havada sıcacık evimizde elimizde kahvemiz camdan dışarıyı seyretmeyi çok seviyoruz öyle değil mi?
Damı akan evler, ayakkabısı delik çocuklar, ocağı yanmayan analar, eve bir ekmek getirememenin utancı içinde babalar varken, o soğuk kış gecelerini sevemiyorum.
Yüreğimizi biraz sıcak tutabilsek, o yüreğimizdeki buzu eritebilsek, dünya soğuğu hiç gelecek sanki.
Olmuyor…
Adaletsiz dünya.
Sınır kapılarında açlık içerisinde onlarca insan.
Önümüz kış.
Çocuklar ağlıyor.
Çocukların çığlıkları.
Sonra analar, babalar…
O kadar çok kelime var ki, bir araya getirip cümle kurabilmek zor.
Şair “kelimeler kifayetsiz” derken tam da bunu kastetmiş olmalı.
Sokak hayvanları var sonra…
Bilmiyorum hiçbir sokak köpeğinin gözlerine baktınız mı?
Sizden başka kimsesi olmayan, sizin vereceğiniz bir kap yemeğe muhtaç canlıların gözlerine bir kez olsun onların size baktığı gibi bakmayı denediniz mi?
Ben hep onların insanoğlunu sınamak için gönderildiğini düşünürüm…
Ama insanoğlu, aç olan ister insan olsun ister hayvan, bu sınamada hep başarısız olmuştur tarih boyunca…
Asıl önemli olan, öbür dünyadaki sınav diyoruz ya hani, bir sınavı geçmeden bir sonraki sınava geçilmiyor işte!
‘Canı cehenneme rahat uyuyanın, komşusu açken kendi tok yatanın…
Kapısını örtenin perdesini çekenin…
Yapılan haksızlıkları görmezden gelenin.
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın.
Yüreğinde tek bir vicdan kırıntısı olmayanın, duvarları ancak çarpınca görenin. Sadece ona dokununca acıyı hissedenin, canı cehenneme başkasının yangınıyla evini ısıtıp aşını pişirenin…’
Komşunuzun kapısını çalın, kapınızı açın, gözlerinizi açın…
Bakın siz tok yatarken, aç olanlar var mı?
Farkında olun, farkındalık güzeldir.
Size, insan olduğunuzu hatırlatır…

Bu haber 9648 defa okunmuştur

:

:

:

: