Elli yıldır Kıbrıs sorununu konuşuyoruz. Bitmek bilmedi. Kim gelirse gelsin, sorun aynı sorun, konu aynı konu. Kafalar aynı, sadece ve sadece kişiler farklı.
Yaklaşık 50 yıldır, elektrik sorununu konuşuyoruz. Kesildi geldi, voltaj düştü, yükseldi. Peki bu yıllar içerisinde ne oldu. Bir santral daha devreye konuldu. Yok, sorun yine aynı sorun, konu yine aynı konu, sadece kişiler farklı.
Telefon dairesi yıllardır iyileştirilecek denildi. Hatlar yer altına alınacak denildi. Teller yine havada, yağmura bağlı kesintiler gırla. Alternatif iletişim yolları arandı, GSM operatörleri ülkemize geldi. Peki ne oldu. İletişim sorunumuz çözüldü mü? Belki kısmi olarak evet ama millet uzaydan parsel satın alırken, biz halen daha emeklemeyi öğreniyoruz.
İnternet ise icat olundu olunmasına da bize yansıması biraz geç oldu. Son 50 yıllık dönemin 10-15 senesinde internetin varlığını duyduk, ama tam anlamıyla göre yok.
Yani kayıp…
Sağlık;
Eskiden, Hastanelerimize olan itimadımız eksikti. Ameliyatlarımızı, sağlık kontrollerimizi yurt dışında yaptırırdık. Şimdi ise güvenimiz yerine geldi. Rekabet ortamı doğduğundan, özel hastaneler sahnelerdeki yerini aldığı için, Devlet de hastaneleri iyileştirme yoluna gitti.
Kontrollerimizi, güven içinde devlet hastanelerimizde yaptırmaya başladık. İyi de oldu. Ama bir yerlerde bir eksiklik olacak ki, ameliyat günü almış bir hastaya neredeyse ameliyat masasına yatmak üzereyken “sen şimdi git, acil bir ameliyat var, biz sana geri döneceğiz” deniyor. Bu nasıl iştir? Bu nasıl bir sağlık sistemidir ki; “biz sana geri döneceğiz” deniyor. İş başvurusu mu bu? “CV’nizi bırakın, biz değerlendirip size döneceğiz”
Hayatın bu kadar ucuz olduğu, yaşamakla yaşamamak arasında ki, ince çizgiye hapsedildiğimiz bu ülkede bir 50 yıl daha aynı sorunları konuşur muyuz acaba?