Monoton yaşamların kahramanlarıyız!

“Merhamet, cennetin kapısının anahtarıdır” derdi anneannem hep. Bugünlerde onu çok anıyorum…

“Merhamet, cennetin kapısının anahtarıdır” derdi anneannem hep. Bugünlerde onu çok anıyorum…

Mutlu değiliz hiçbirimiz. En güler yüzlü olanımızın bile yüreği paramparça. Acılar
sırtımızı kambur ede ede devam ediyoruz yaşamaya. O kadar meşgulüz ki, acımızı yaşamaya bile vaktimiz yok. Monoton yaşamların kahramanıyız hepimiz.
Küçük şeylerle mutlu olan insanları büyük acılara gömüyoruz. Kalp kırıyoruz, üzüyoruz. En çok da sevdiklerimizi üzüyoruz. Ve en çok yine sevdiklerimiz bizi üzüyor. Çünkü onlara bu hakkı veriyoruz. O kadar çok seviyoruz ki, sevinciyle acısıyla kabulleniyoruz.

Kapımızı açıp bir dışarı baksak, ne çok acı var oysa… Yağmur yağıyor, rüzgar esiyor da silip süpüremiyor onca acıyı. Esen rüzgarla körükleniyor içimizdeki ateş. Acının hiyerarşisini yapıyoruz. Başkasının acısından örnek vererek kendi acımıza şükrediyoruz. Acılarımız farklı olsa da gözyaşlarımızın tadı aynı oysa…
Ağlıyoruz. Kendimize ağlıyoruz, dünyanın öbür ucundaki bir kadının acısını paylaşıyoruz, bir babanın yoksunluğuna yanıyor içimiz, bir köpeğin gözlerindeki kimsesizliğe parçalanıyor kalbimiz… Kendi acımızı, başkalarının acısıyla harmanlıyoruz.

Onca pisliğe, onca adaletsizliğe, onca acıya rağmen dik durmayı öğreniyoruz. Direnerek yaşıyoruz. Bunun adına hayat diyorlar işte. Hayat nefes alıp vermekten ibaret olsaydı keşke sadece. Ama öyle olmuyor… Batıyoruz, çıkıyoruz, dünya yine dönmeye devam ediyor.

Merhamet diliyorum…

Yeryüzündeki tüm canlıların yüreğine bir parça merhamet…
Bu haber 825 defa okunmuştur

:

:

:

: