Hepimizin kabul edeceği üzere Girne şehri, ülkenin en gözde şehirlerinden biri... Belki de en güzeli. Özellikle de Yat Limanı veya Turizm Limanı olarak bildiğimiz, tarihi dokusu ile turistlerin uğrak yeri olan liman… Masmavi denizi, Girne Kalesi’nin ihtişamı ve sıralı kafe barları ile gülümsüyor Girne Şehri’nin tam ortasından…
Belki bu satırlar, bundan yirmi yıl önce yazılsaydı, bir anlam taşırdı okuyucular için. Ama bu gün bu cümleleri kullanmak, sadece hayalperestliğin satırlara dökülmesi anlamına gelir. Hayır, Yat Limanı artık yukarıda belirttiğimiz gibi değil! Bunun ise yegane sebebi, ülkedeki tüm sorunların temeli olan ‘siyasi yetki’ adı altındaki topu birbirine atma olayı…
Bu gün masmavi deniz diye hitap edilen sulara, bölgedeki kafe barlardan çıkan atık sular boşaltılıyor. Yine bilinçsizce atılan çöpler, o güzelim suların üzerinde yüzüyor. Limanı çevreleyen iskele, resmen dökülüyor. Sıralı kafeler barlar mı? Geçmişte dinlenmek için uğradığımız Turizm Limanı, denetimsizlik sonucunda ortaya çıkan, karmakarışık bir düzenin yansımaları halini almış. Garsonlar neredeyse yürüyen turistlerin kollarından tutup, zorla masalara oturtacak insanları… Her mekandan çıkan yüksek sesli müzik te cabası…
Ama bir sahne var ki bu günlerde Turizm Limanı’nda görülen; işte bu özetlerin en acısı… Kordonboyu manzarası… Fotoğraf aslında açıkça anlatıyor her şeyi. Yıkık dökük bir yürüyüş yolu ve yol üzerindeki bankta oturan turist çift! İşte turizm cenneti Girne’nin özeti…Konunun uzun zamandır gündemde olduğunu belirtmek üzüyor bizleri ancak halen süregelen bu kirliliğin sebebi ise kahrediyor. “YETKİ KARMAŞASI!” Yani kimse, ülkenin en önemli değerlerinden birisi olan Turizm Limanı’nın, başta turistlere olmak üzere, herkese sunumu konusunda yetkili olamamış! Tarihimiz de, kültürümüz gibi, siyasete mağlup olmuş!