Seçimler gelir isimler değişir veya aynı isimle yolda devam deriz.
Eskiden seçim dendi mi herkes büyük bir heyecan içinde o günün gelmesini beklerdi.
Bayraklar, pankartlar, araçların üzerinde afişler… İnsanlar evlerine bayraklar asardı. Yani seçim coşkusu her yeri buram buram sarardı.
Şimdi ise suskun, sönük, sanki zoraki sandığa gidiliyormuş gibi bir hava var.
Seçin yasakları ardından da resmi propaganda süreci başladı. Başladı başlamasına da ortada olan hiçbir şey yok.
Adaylar programlara gelmekten bile kaçıyorlar.
Basın yayın kuruluşları toplantılara davet ediliyor. Tüm adaylara eşit davranılması söyleniyor.
Söyleniyor söylenmesine de adaylar davetlere geri dönmüyorlar ki. Topu topu 7 tane adayımız var ama artık seçici mi yoksa isteksizlikte yada zamansızlıktan mıdır neredendir bilinmez bir türlü bir iki isimin dışında davetlere icabet eden yok. Hep geri döneceğiz sözü var ama o geri dönüş bir türlü olmuyor.
Peki Yüksek Seçim Kurulu ve Yayın Yüksek Kurulu’nun bize üstüne basa basa söylediği adaylara eşit davranılması gerekliliği konusunu nasıl yürürlüğe sokalım.
Bu saatten sonra adaylara eşit davranılsa ne olacak? Ne gelen var ne de giden.
Sanki sandıktan çıkmak isteyen biziz. Sanki seçilip o koltukta 5 yıl daha oturacak olan biziz.
Allah aşkına bir ses verin. Tabi ki köy köy dolaşacaksınız halka ulaşacaksınız. Ama halka ulaşımlarınızın sağlanmasına bizlerin de aracı olduğunu unutmayınız.
Hepinize hayırlı günler, iyi seçimler…