Lefkoşa’nın kaderi

Bir ülkenin başkenti, o ülkenin çehresi olarak kabul edilir dünyanın birçok yerinde.

Bir ülkenin başkenti, o ülkenin çehresi olarak kabul edilir dünyanın birçok yerinde. O ülkenin tarihinden siyasetine, sanatından kültürüne; birçok konuda vitrin görevi görür başkentler… Bununla ilgili onlarca, yüzlerce başkent sıralayabiliriz, sayfalar dolusu…

Fakat bu listede yer alamayacak olan başkentler de var maalesef! Ve ne yazık ki bunlardan bir tanesi de, ülkemiz başkentti Lefkoşa’dır! Trafik sorunu, çarpık yapılaşma, temizlik, yeşillendirme, çukurlar ile dolu bozuk yolları…

Hani 20 dakika yağan sağanak yağışla birlikte, felç olan bir yaşam yeridir Lefkoşa… 20 Dakika! Ve arabalar yüzer suların içerisinde… Evler sular altında kalır… İnsanlar mahsur kalırken bulundukları yerde, hayvanlar ölümle burun buruna…

Sivil Savunma ekipleri alarma geçer itfaiye ile birlikte… Belediye ekipleri saatlerce vardiya yapar… Bazen asker girer devreye…

Hatta bazı işletmeler kapanmak zorunda kalır başkentte… Sırf yağmur yağıyor diye… İllallah gelir, “eksik olsun kazanacağım para” der üretici ve vurur kilidi tesislerine…
İşte bizim çehremiz…

Alt yapısı olmayan… İçinde birçok ‘bozuk’ olan… 16 yıldır Devlet Tiyatrosu sahnesi yapılamayan… Sokakları mis kokan… Sularından pas akan…

Ve Lefkoşalının kaderi, yıllarca hiç değişmedi… O beklenen sihirli değnek bir türlü dokunmadı bu kadere… Eh bizde alıştık bu güzel çehreye…

Bu haber 9739 defa okunmuştur

:

:

:

: