Başlık, belki okuyucuları ilk nazarda , heyecanlandırabilir.
Ramak kelime anlamı ile “kapıya dayanmak”
Kapıya, ne dayanır ?
Genellikle, alacaklılar.
Trafik cezalarının, ihbarnames .
Telefo , elektrik faturalar .
Buradaki, kapıya dayanan, bunların hiç biri.
Dünya kurulalı beri, en önemli savaş nedenlerinden biri, toprak.
Diğeri ise, sudur.
Dünya ekonomisini ayakta tutan ve sanayiyi geliştiren, enerji kaynaklarının ne kadar önemi varsa , ayni öneme su da haizdir.
Hep, denilir ya: “Su, hayattır“ diye.
Evet, su hayattır.
Dünyada, nasıl ki, enerji kaynakları için milletler savaşıyorsa , su için, onu elde etmek için. Ayni oranda olmasa bile, dünyada savaşlar verilmiş ve de verilmektedir.
Ekvator’a yakın olan ülkeler, müthiş su sıkıntısı çekmekte, İnsanlar yeterli suyu almadıkları için, su kaybından ölmektedirler.
Su kaynakları, insan hayatı açısından, çok önemli bir meta.
Susuz hayat ve bir dünya, tahayyül etmek mümkün değil.
Ülkemiz, bir Ortadoğu ülkesi.
Su sıkıntılarının olduğu, bir yöre.
Su olduğu nedeni ile , İsrail, işgal ettiği Suriye topraklarını vermemekle diretiyor.
Savaş yapıyor.
Bizde de, su sıkıntısı hat safhada.
Tasarruflu su kullanımına, bir türlü alışmadık veya alıştırılmadık.
Yağış az.
Su kaynaklarından çekilen su miktarı, yağış miktarlarının çok üzerinde.
Yani, orantısız.
Bilim adamlarının verileri, umut verici değil.
Yer küre, ha babam, ısınmaya devam ediyor.
İşte bu umutsuzlukların içerisinde, Kıbrıs Türk Halkına bu konuda bir umut doğdu.
Türkiye Hükümeti, finansmanını da üstlenerek, adaya su getirmeye karar verdi.
Projesi tamam.
Yapımı bitmek üzere.
Suyun adaya gelmesine, ramak kaldı.
Bizim idarecilerimiz ise, suyu ben yöneteceğim.
Yok, sen yönetemezsin, ben yöneteceğim yarışına girdiler.
Ülke içerisinde, döşenen ana borulardan başka, bir faaliyet yok.
İsale hatları için, hiçbir girişim yok .
Suyun gelmesine, ramak kaldı.
Bizimkiler ise, münakaşaya daldı.
Hükümet ve yerel idareler, kıyasıya suyu yönetme savaşımı vereceklerine, bir araya gelip, isale hatlarının sorununu halletmelidirler.
Beyler; suyun gelmesine, ramak kaldı…