7 Haziran, genel seçimlerinden, bu güne kadar, ciddi hükümet arayışlarının olduğunu, maalesef göremedik .
Mevcut Hükümet, yenisi kurulana kadar görevde.
Günlük işleri, yapacak, göreve sahip.
Seçim sonuçları ile birlikte, mali piyasalardaki olumsuz gelişmeleri hep birlikte izliyoruz.
Bu olumsuzluklar, sadece mali piyasaları etkilemiyor.
Diğer sektörleri de, dolaylı etkilemektedir.
En erken bir zamanda , güven oyu ile düşürülmeyecek, bir hükümetin oluşturulmasında, umulmadık yararlar var.
Olumsuzluk , hem içte, hem dışta olmaktadır.
Dünya dönmekte , dünya devletleri, her saniye için, daha çok halklarının yararına, yeni yeni şeyler üretmekte.
Türkiye’de, geçen her saniye, büyük kayıp.
Türkiye’deki, yeni hükümetin oluşturulmasındaki tıkanlık, Kıbrıs görüşmelerine de, yansımış durumda.
Rum Lider Anastasiadis, görüşmelerin seyrini, Ankara’da kurulacak hükümetin, geleceğine bağlamış durumda.
Bu konuda, TC Dışişlerinin, resmi açıklamasını, hep birlikte gördük, okuduk.
Dış ilişkilerde, hükümet boşluğu ile oluşan gedik, Kıbrıs müzakerelerinde, karşı tarafı, daha da uzlaşmacı bir duruma ittiğini de hep birlikte gözlemlemekteyiz.
Rum ve Yunan tarafı, garantileri ille de masaya getirme kararlılığında.
Garantilerin masaya getirilmesi, Türk toplumunun Rum toplumuna bakış açısını, ciddi şekilde 1960‘daki, bakış açısına götürdü.
Rum toplumuna karşı, oluşmaya başlayan güvenin, bir güven bunalımına dönüşmesine, neden olmaktadır.
Rum tarafının ve Yunanistan’ın, Kıbrıs Türk toplumunu, Adada bir azınlıkmış gibi, dünya kamu oyuna sunması, ayrıca başka bir güvensizlik kaynağı oluşturmaktadır.
Kıbrıs Türk halkı Kıbrıs Müzakereleri ile ilgili olarak, bilgileri her zaman olduğu gibi, güneyden almaya devam ediyor.
Sn. Akıncı ile, buna bir şeffaflık geleceğini bekleyen halk, bu konuda da, beklediğini bulamadı.
“Kapalı kapılar arkasında, Washington’a “ devam politikaları, Türk
tarafında uygulanmaya devam ediliyor.
Dünya frene basıp, Türkiye’de hükümet oluşmasını beklemez.
Dolayısı ile Meclise giren dört siyasal parti, bu iş için kolları sıvamalıdır.
Meclis toplanmadan, hükümet formülü bulunmalı. Hükümet sorunu çözülmelidir .
Bu konuda, meclise giren birinci ve ikinci partiye düşen, büyük görevler vardır.
Dünya durup, Türkiye’deki hükümet oluşumunu beklemez.
Bu konuda , AKP ve CHP ‘ye büyük sorumluluk düşmekte.
Hükümetin oluşturulma formüllerinde, halkın iradesi, bu iki partiyi göstermiştir.
Mevcut şartlarda, yeni bir seçime gitmenin, sandıktan çıkan sonucu değiştireceğine, pek ihtimal vermiyorum.
Sonuç, üç aşağı, beş yukarı değişmez.
Cumhurbaşkanına da, bu konuda, büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.
Sn. Erdoğan, bunu üstlenmiş durumda.
Görev ve sorumluluk, siyasal partilerde.