Kadına Yönelik Şiddet!

Ne kadar da dilimize pelesenk oldu değil mi bu kelime?

Ne kadar da dilimize pelesenk oldu değil mi bu kelime? Kadına yönelik şiddet, gazetelerde her gün karşılaştığımız olaylar silsilesine dönüştü. Kadın istismarı bu derece toplumda infial yaratırken, şiddetin normalleştirilmesi de en az “dayak” kadar acı veriyor… Şaşırmıyoruz artık eşini öldüren koca haberlerine. Buna dur dememiz gerekirken, tepki bile veremez olduk.
Eşinin şiddetinden kaçmaya çalışırken 7 metre yükseklikten düşen bir kız kardeşimizi daha kaybettik. İki çocuğu vardı Nilgün Urhan’ın. Belki de babalarının, annelerine olan şiddetli tutumuna her defasında şahit olan iki evlat…
Cinsiyete dayalı, kadın üzerinde baskı kurmayı amaçlayan, tehdit ve dayatma ile var olan bu düzen ne yazık ki aile içinde de yerini alıyor. Hayatımızın her yerinde bu durum söz konusu... Evde, iş yerinde ve hatta bütün sosyal hayatımızın içine kadar sinsice girdi bu illet!
Aile içinde kadına yönelik şiddet, göz ardı edilen bir insan hakkı ihlalidir. Cinsiyet kökenli bu şiddet biçimi, eksik ve kusurlu bir yapılaşmanın, yani çağ dışı kalmış, insan hak ve hürriyetlerinin en büyük düşmanı olan Ataerkil düzenden kaynaklı bir durum.
Aynı hane içinde annesinin gördüğü şiddete şahit olan çocuklar da ilerleyen yaşlarda şiddete meyyali olan, mutsuz bireyler olarak hayatlarını devam ettiriyorlar. Ki bir anneyi, çocuğunun önünde dövmek de çocuğa yapılmış psikolojik bir istismara dönüşüyor.
Bu ülke sokakta gündüz vakti vurularak öldürülen kadına da şahit oldu, çeşitli istismarlarla kadınları ölüme götüren adamlara da ve son olarak erkek şiddetinden kaçan kadının ölümüne de…
Bazılarınız hala her şey güllük gülistanlıkmış gibi “bizim ülkemizde kadına yönelik şiddet yok ki (!)” diyebiliyor. Şiddeti görmezden gelmek, şiddete çanak tutmaktır. Suça ortak olmaktır. Bugün hala bu cümleyi kurabilecek kadar acizseniz, 2 evladı olan bir annenin katili aynı zamanda sizlersiniz…
Gerek fiziksel gerekse psikolojik olarak, kadınlar istismar ediliyor. Belki siz bu satırları okurken bu ülkede bir kadın hala, bir yerlerde şiddet görüyor. Gidecek bir yeri olmadan, boyun eğiyor. Sığınacağı, kendini güvende hissedeceği bir yer bulamadığından susuyor. Ki bu susmak da değil “susturulmaktır” esasında.
Hani kadın bir kişiyle ilgili haber olunca cinsiyetçi, ötekileştirici tutumla büyük puntolarla “kadın” kelimesine özellikle vurgu yapıyorsunuz ya, şimdi de yapın bunu; “KADINLAR ÖLDÜRÜLÜYOR”
O gözlerinizdeki perdeyi kaldırın artık. Bu ülkede kadına yönelik şiddet var!

Kadın, anadır. Anaların sığınabileceği, şiddetten korunabileceği, acılara boyun eğmeden dimdik durup hayatını idame ettirebileceği gün bu ülkeye tam anlamıyla hürriyet gelecek!
Bu haber 1309 defa okunmuştur

:

:

:

: