Yüzlerce hastaya, şifa vermeye çalıştı.
Alper‘ i, Ankara’da tanıdım.
Tahsile başladığım yıllardan sonra, Ankara’ya gelmişti.
Ayrancı Yurdunda tanışmıştık.
İnsan canlısı, bir karaktere sahipti.
O Tıbba, ben de Hukuka, devam ediyordum.
Her iki Fakültenin de, dersleri ağırdı.
Akşamları hafta sonları, sohbet etme olanağı buluyorduk.
Adaya döndükten bir müddet sonra da, Alper gelmişti.
O Hekimliğe, ben de, mesleğime, yani avukatlığa başladım.
Sevgili Alper, mesleği ve ettiği yemin gereği , insanlara şifa vermeyi, kendine bir görevden ziyade, bir insanlık borcu addederek, hizmet vermeye, insanlara şifa dağıtmaya, tekrardan hayata, kazandırmaya çalıştı.
Yakalandığı hastalık Kanser.
Yapılan araştırmalara göre Ada, kanserde üst sıralarda.
Yeterli gıda denetimlerinin yapılmaması.
Çevrenin kirletilmesine, göz yumulması.
Sebze ve meyvelere atılan zirai ilaçların, gerektiği gibi denetlenmemesi.
Bu konuda tam bile olmasa tamamına yakını denetleyecek bir “ hal yasasının “ çıkarılmaması gıda üreten, yemek pişiren lokantaların siyasi mülahazalar nedeni ile gereği gibi denetlenmemesi Elektrik santrallerinin, bacalarından çıkan öldürücü gazların, tam olarak önüne geçilmemesi.
Tarım seralarının, konutlarla iç içe gelmesi.
Atılan tarım ilaçları.
Kışın, seraları ısıtmak için yakılan ve insan sağlığına zararlı maddelerden çıkan, dumanın yarattığı zehir etkisi.
Girne gibi yerde otellerin, kanalizasyon atıklarını denize boşaltmaları.
Denizlerin kirletilmesi.
Bu ve buna benzer çevre kirlilikleri sonuç olarak Kanser illetine davetiye çıkarılması.
İnsanlarımızı, Alper’ lerimizin zehirlenmeleri, kansere yakalanmalarını sağlıyor.
Nerede ise gün geçmiyor ki, kayıtlı bir kanser vakası olmasın.
Devleti yönetenler, Kanserin oluşmasının kaynağına ineceklerine Onkoloji Hastanesi yapmakla meşgul.
Ülkeye o da gerekli.
Fakat öncelik tehlikeyi kaynağında kurutmak, gerekmiyor mu ?
Hükümetler ülkede sık sık değişiyor.
Her siyasal parti, hal yasasının Meclisten geçmesi için Hükümet programına alıyor.
Düşmüş Hükümet de, programına almış .
Fakat sakıt duruma geldiği için hal yasası yine beklemede .
Siyasi erkin bu aymazlığı daha ne kadar bir çok Alper’i kanser illetine teslim edecek .
Sevgili Alper; aramızdan çok erken ayrıldın.
Hayır ayrılmadın.
Bazı siyasilerin, yapması gerekeni, yapmamalarından dolayı aramızdan ayrıldın.
Gerekli tedbirleri almadıkları için.
Bir çok vatandaş gibi sen de kansere kurban edildin.
Mezun olduktan sonra sana hep doktor olarak hitap ederdim .
Şimdi de aynisini yapacağım.
Güle güle, Sevgili Doktorum .
Bu illete, seni kurban edenler utansın.