Raporun içeriği , Rum, Ermeni yanlısı.
Kıbrıs’la ilgili, adanın, Kıbrıslı Türklerle teslimiyetini.
Ermenilerle ilgili olarak da Ermeni soy kırımının Kabulü isteniyor.
Kıbrıs’la ilgili Ankara Anlaşmasının, uygulanması.
Maraş’ın iadesi.
Türk Askerlerinin , adadan kayıtsız şartsız geri çekilmesi.
TC limanlarının, Rum gemilerine açılması.
Bu rapora, Kıbrıs açısından baktığımda, bunları görüyorum Sevgili okurlar.
Hani Yeni kurulan KKTC Hükümeti vatandaşlıkları gündeme alırsa, görüşme masasının torpilleneceğini, ifade eden, içte ve Güneydeki bazı çevrelerin, bu iddialarına, biraz da acıyarak gülmekteyim.
Bu iddialara maalesef AB‘nin, çok sayıdaki milletvekilleri de, iştirak ediyor.
Bu kervana katılıyorlar.
Esas Kıbrıs müzakere sürecindeki, müzakere masasını torpilleyen !
Bu rapora imza verip onaylayan Avrupa Parlamentosu milletvekilleri değil mi ?
Bu rapor külli müzakere masasını, berhava etmedi mi ?
Bu, kabul edilmez istekler karşısında da bu raporu hazırlayanlar Türkiye’yi, AB ‘ den soğutma, itme, ötekileştirmeye, hizmet etmiyor mu ?
Bu raporun Kıbrıs ayağı kabul edilirse zaten, görüşmelerin bir anlamı kalmaz.
Bunun kabulü ile müzakere masası, BOOOMMM.
Ermeni soy kırımına gelince Avrupa Azerbaycan’daki Türklere karşı, Dağlık Karabağ olayında hak, hukuk, dağıtmadığından, bu suçunu, ört bas etmek için gündemi tamamen Ermenilerden yana, koyarak kantarın topunu binlerce Azerbaycan Türk’ünün katili olan, bunun, tüm dünyada kabul görmesine rağmen işi, 1915 olaylarını gündeme getirerek softa şaşırtması, yapmaktadır.
Ankara’da gazetecilik yaptığım yıllarda o dönemde, Ankara’daki tüm Siyasi Liderlerle, röportajlarım olmuştu.
Rahmetli Erbakan’la da, görüşmüştüm.
Erbakan Hocanın AB‘li için yaptığı yakıştırma, “Hristiyan Kulübü.
Hristiyanlar bizi bu kulübe almazlar “diyordu.
Bir çok sözde gazeteci ve aydın Türkiye’nin, AB‘ne girmesindeki en büyük engelin, Kıbrıs olduğunu zannediyorlar.
1974 olmamış olsa idi bu raporlara Türkiye’nin, AB‘ne alınmaması için, başka nedenler bulup yazacaklardı.
Belki de, Ermeni soy kırımının yanında ,bu raporlara Sevr paçavrasının, uygulanması, Lozan’ın tasfiyesi, kapitülasyonların, uygulanması, fakat, kesin olarak gelecek olan Türkiye’nin, ada üzerindeki, uluslararası anlaşmalardan doğan, hakları.
Sorunlu olan ülkeleri almayan AB Kıbrıs’ı aldı.
Sonra saçma sapan raporlarla Türkiye’ye şantaj yapmayı, bir meslek haline getirdi.
Gerçi raporu, Türkiye, kabul etmeyip iade edecek.
Fakat bu rapor rezaletleri, daha ne kadar sürecek.
Bunun da, bir süresinin olması gerekmez mi ?