Çöken müzakerelerin ardından, BM’in Temsilcisi, Eide’nin açıklamalarından sonra. Güneyde, Rum tarafında Edie, öyle bir duruma getirildi ki, adamı istedikleri pozisyonda yakalasalar. Vücudunu, lime lime edip, yırtıcı hayvanlara atacaklar .
Rum tarafının, tarzıdır bu .
Bu, ne ilk .
Ne de, son olacaktır .
Kendi borularını çalmayanı, derhal, istenmeyen şahıs ilan ederek. Yeni bir temsilcinin, atanmasını isterler .
Bu, son görüşmelerde de, geçmişin aynısı yaşanmaktadır .
Zaten, adam, ülkesindeki seçimlere katılarak, aktif siyasete atılacağının, sinyalini de verdi .
Her zaman olduğu gibi, Güney, bunu çok iyi becerir .
Bunun için, yola büyük bir kervan ile .
Tüm kurumları, kuruluşları ile .
Siyasal partileri ile .
En önemlisi ise .
Bu kervana, görevi uhrevi olan , yani tanrı ile kulları birleştirmek olan, Ortodoks kilisesinin de, katılımı ile. Edie’ye karşı, Engizisyon Mahkemesinin kararı gibi, aforoz etme uygulamasını başlattı .
Zaten, Eide’ye başlatmış oldukları yıpratma politikalarına, kilisenin katılmamasını beklemek, büyük bir safdillik olsa gerek .
Unutmayalım ki, Kıbrıs’ta Enosis mücadelesi ve EOKA terör örgütünün kurulup, katliamlara başlaması olaylarında da, Ortodoks Kilisesinin, çok büyük katkısı olmuştu .
Güneyde .
Kilisenin kararı olmadan, hiçbir politikacı, adım atamaz .
Politika, üretemez .
Kilisenin, politik arenada, çok büyük etkisi ve yetkisi vardır .
Bu olayda da, Kilisenin ağırlığını görmüş olmaktayız .
Bu son olayda, sadece bunu görmedik .
Gördüğümüz .
Bir, dini otoritenin başındaki kişinin .
II. Hrisostomos’un. Kıbrıs gerçeklerini saptırması, olayları, yalanlarla, ters yüz etmesi .
Eide’yi suçlama kampanyasının yanında, Baş papaz. Adayı bu hale getiren, Güneydekileri de, aklama kampanyasına girdi .
1963 “ Kanlı Noel’inin “ Kıbrıslı Türklerin “ bir isyan hareketi olduğunu” utanmadan, arlanmadan, söyleyerek. Yalan atmaya, devam etmektedir .
Bunun için de, gerçekleri söyleyen, Rum idaresindeki, yüksek kademelerde olanlara , göz dağı vererek, tehdit etmektedir .
Bazı üst düzey yetkililerin, gerçekleri kabul ederek “ Türkleri katlettik , olanların toplumlararası çatışma olduğunu” söylemelerine.
Baş papaz isyan ederek , bu kişilerin tarih bilgilerinden yoksun olduklarını, o zamanları yaşamayanlara, tarih okumalarını salık vermektedir .
Güneyde, başta kilise ve idare olmak üzere , tüm politikalarını yalan üzerine oturttuklarını, yaşayarak gördüğüm için. Bu cümleyi sarf etmek zorunda kaldım .
Adanın, Enosis . Yani Yunanistan’a bağlanması için kurulan, EOKA terör örgütünün. Kilise, yapısal bir parçası olarak, tüm benliği ile, bu terör örgütü ile birlikte hareket ederek . Binlerce Kıbrıslı Türkü canından etmişti .
Kilise, Adada , hiçbir zaman, bir Türk varlığının olmasını ve Kıbrıslı Rumlarla, eşit bir şekilde, yönetime ortaklığını, kabul etmemiş , içine sindirmemişti .
Bu, son Kıbrıs görüşmelerinde de, ortaya çıkmıştır .
Ortaya çıkan bir diğer husus ise, bunu, görüşmelerin öncesinde kabul etmeyen, bir kısım Kıbrıslı Türkün de, görüşmelerin sonucunda “ Hanya’yı , Konya’yı “ anlamış olmalarıdır .
Rum’un, bu Adanın tek hakimi olma safsatasından vaz geçmiş olmadıkları.
Adayı, bizlerle paylaşmayı kabul etmedikleri. Bu son konferansta da, ortaya çıkmıştır .
Anlaşmanın, onlara göre ana maddeleri .
1- Azınlık hakları ile Latin , Maronit ve Ermeniler gibi bir statü .
2- Bağımsız, Egemen bir Devlette, Garantilerin mümkün olmadığını. Bunun kaldırılarak , Kıbrıslı Türkleri, insafımıza bırakmak ve onları kısa bir zamanda halletmek .
Bu gerçeği , çok iyi niyetli olan Kuzeydeki çevreler de gördü .
Güneyin gerçek niyetinin ne olduğunu anladı .
Hala anlamak istemeyen, marjinal gruplar ve partiler. Güneydekilere karşı, iyi niyetlerini sürdürme gayreti içindedirler .
Beni bağışlamalarını, dilerim .
Bu gayretleri, boşuna.
Eide’nin söylediği gibi .
“Güven, her iki kesimde artacağına, bu görüşmelerde, daha da eksildi .“
Bu, masadaki hava.
Ya, dışarıdaki hava, ne durumda ?
Bunu anlamak için, havayı koklamaları yeter .