“Ergenekon belgelerinde yazılanları zaten biliyorduk ve Meclis boykotuna kadar gitmiştik. Seçime müdahalenin tanımı iyi yapılmalı... Müdahale ancak Kıbrıslı Türklerin güvendiği Türkiye’den olabilir”
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Ergenekon-Kıbrıs bağlantıları konusunda çıkan belgelerde yer alanları zaten bildiklerini, seçimlere müdahaleler konusunda muhalefetteyken meclis boykotuna kadar gittiklerini hatırlattı.
Seçimlere müdahale söylemleri yapılırken müdahalenin tanımının iyi yapılması gerektiğini, her söylenenin müdahale olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıslı Türkler Türkiye’nin kurumlarına güvendiği için ancak Türkiye’den gelecek telkin ve yönlendirmelerin müdahale olduğunu dile getirdi.
Talat, Rum tarafı karşı çıksa da Kıbrıs sorununun uluslararası boyutlu bir sorun olduğunu ve ABD’nin Kıbrıs’a özel temsilci atamasının müzakere sürecine ivme katacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Talat, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın davetiyle Washington’a yaptığı ziyaretin ardından KKTC’ye dönüş yolunda uğradığı İstanbul’da, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde basın toplantısı düzenledi. Hillary Clinton’la görüşmesi, Kıbrıs sorunu konularında bilgiler veren Talat, Ergenekon-Kıbrıs bağlantılarına dair gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
ABD’DEN TALEPLER
Cumhurbaşkanı Talat, ABD’de bulunduğu sürede başka görüşmeler de yaptığını kaydederek, Clinton’la görüşmesinin son derece yararlı ve verimli olduğunu, Kıbrıs Türk tarafının tüm dünyaya kanıtladığı Kıbrıs sorununda çözüm duruşunu ABD’nin görüp takdir ettiğini bir kez daha gördüklerini söyledi.
Talat, “Ortaya koyduğumuz talepler tabi ki Kıbrıs’ta barışa ve çözüme ilişkindir. Kıbrıs’ta çözüm için çalıştığımızı, devam edeceğimizi ifade ederek ABD’nin bu sürece katkısını talep ettik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Talat, ABD’den talep ettiği üç konuyu şöyle açıkladı:
“Uluslararası toplumun, BM’nin daha aktif sürece katılması için ABD’nin BM’yi teşvik edip cesaretlendirmesi; ABD’nin daha aktif olması ve geçmiş yıllardaki gibi çözüm sürecine değişik girişimlerle daha fazla müdahil ve yardımcı olması; hem Kıbrıslı Türkleri çözüm yönünde motive etmek hem de Kıbrıslı Türkleri çözüm çizgisinde tutmak için Kıbrıslı Türklerin izolasyonunun kaldırılmasına katkıda bulunması.”
CLINTON VE ÇÖZÜM
Talat, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la görüşmesinde müzakere sürecini anlattıklarını, Clinton’ın da Kıbrıs’ta bir an önce çözümü arzuladığını ve her türlü yardıma hazır olduğunu ifade ettiğini bildirdi.
Türkiye’nin AB sürecinin 2009’un sonuna doğru değerlendirilecek olmasının ve Nisan 2010’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin doğal takvimler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Talat, bu tarihten önce Kıbrıs sorununu çözüp anlaşmayı halkoyuna sunmanın hedefleri olduğunu söyledi.
Talat, ABD’nin özel temsilci ataması konusundaki soruya karşılık, bunu önerdiklerini ve değerlendirilebileceğini düşündüklerini belirtti. Rumların Kıbrıs sorununu uluslararası boyuttan uzaklaştırma çabaları yüzünden herhalde Amerikalıların bunu iyice düşüneceğini kaydeden Talat, “ABD’nin ilgisi herhangi bir ülkenin ilgisinden çok daha önemlidir” diye konuştu.
ERGENEKON-KIBRIS...
“ZATEN BİLİYORDUK”
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Ergenekon-Kıbrıs bağlantıları ve seçimlere müdahaleler konularındaki soruları da yanıtladı.
Kıbrıs’taki seçimlere basına yansıdığı şekilde müdahalelerde bulunulduğunu kendilerinin zaten bildiğini ve buna karşı çok mücadele ettiklerini; muhalefetteyken meclisi boykot edecek kadar kendilerini öfkelendiren müdahaleler yaşadıklarını söyleyen Talat, “Dolayısıyla yabancı değildi bize... Okuduğumuz metinler bize bir şeyler anlattı hep. Ama organizasyonun nasıl olduğunu, nereden kaynaklandığını doğrusu bilemiyorduk ve hala tam olarak bilemiyoruz” diye konuştu.
Talat, Başbakan Ferdi Sabit Soyer’in Başsavcılık’a başvurarak, Türkiye’den adli yardımlaşma anlaşması gereği konuyla ilgili bilgi ve belgeleri istemesini talep ettiğini, konunun İçişleri Bakanlığı vasıtasıyla Türkiye’ye aktarıldığını anlattı. Bu bilgi ve belgeler resmi yoldan iletilirse hukuki sürecin başlayacağını belirten Talat, gördükleri müdahalelerin iç yüzünün bilinmesi açısından bunun önemli olduğunu, KKTC’de övündükleri demokrasiyi daha da iyi noktaya taşıyacağını söyledi.
1990’da seçimlere çok boyutlu müdahaleler yaşandığını, resmi makamlar da dahil müdahaleler yapıldığını, o dönemin muhalefetinin meclisi boykot edip meclise girmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Talat, bu konudaki bilgi ve belgeleri dönemin Başbakanı Turgut Özal’a ilettiklerini anlattı.
2003, 2005 VE ŞİMDİ
Cumhurbaşkanı Talat, 2003 ve 2005 seçimlerinde ve şimdi böyle bir müdahale gözlemlemediğini ifade etti.
Müdahalenin iyi tanımlanması gerektiğine işaret eden Talat, bazen Kıbrıs’ta ipin ucunun kaçtığını, her türlü görüşün müdahale addedildiğini kaydetti. Talat, “AP milletvekillerinin ‘Kıbrıs’ta biz falan partinin seçilmesini istiyoruz derse bu bir müdahale değil görüştür. Bu Avrupa sathında ideolojik olarak birbirine yakın partiler, birbirini desteklemek için kampanya düzenlerler” diye konuştu.
MÜDAHALE TÜRKİYE’DEN GELEBİLİR
Talat, müdahalenin tanımını ise şöyle yaptı:
“Müdahale yasadışı yollardan ve bulunduğu etkili olan mevkiyi kullanarak insanları yönlendirmeye çalışmaktır. Bu müdahale bizde sadece Türkiye’den gelebilir. Niçin sadece Türkiye’den gelebilir? Çünkü Kıbrıslı Türkler Türkiye’nin kurumlarına güvenirler. Dolayısıyla Türkiye’nin kurumlarından gelecek bir telkin, yönlendirme etkili olur. O müdahale olarak nitelenebilir. Ama örneğin Dimitris Hristofyas çıkıp derse ben falan partiyi isterim, bu o partinin aleyhine olur zaten...”
Cumhurbaşkanı Talat, müdahalenin gerçek anlamından saptırıldığını; oysa para vererek, biraz da feodal ilişkilerden yararlanıp oy toplamak, Türkiye devlet gücünün falan partinin yanında olduğunu ifade etmek gibi eylemlerin müdahale olduğunu anlattı.
Pazar günü önemli bir seçim yapılacağını belirten Talat, müzakerelerin Cumhurbaşkanı tarafından sürdürüldüğünü, KKTC hükümetinin müzakere sürecine doğrudan etkisi olmadığını; ancak devlet gücünü mali kaynaklarıyla elinde tutan iktidarın bu süreci etkileyebileceğini söyledi.
Bugün Türkiye’yle birlikte yürüttükleri çözüm politikasının etkilenip ters çevrilmeye çalışılması halinde bir sıkıntı ve kaos yaşanabileceğini kaydeden Talat, temennisinin seçimlerin demokratik şekilde tamamlanmasını ve kurulacak hükümetle, uluslararası kabul gören Kıbrıs politikasının sürdürülmesi yönünde olduğunu ifade etti.