Bir ülke düşünün, herkes memur olmak ister,
Siyaset bile bunun üzerine kurulmuş, ta başından beri.
Partizanlık almış yürümüş, benim oğlum, kızım devlete girecek,
E ne de olsa bizim parti değil mi?
Ha bunun sağı solu yok, sağ da gelse partizanlık yapıyor, kendi partililerinin çocuklarını devlete yerleştiriyor, sol da gelse aynını yapıyor, kural bu.
Kıbrıslı aile, siyasete bu gözle bakıyor malesef. Çocuğu devlette işe girsin, hafta sonu tatil, yılbaşı, bayram, resmi, milli tatil derken, ha bir de yıllık izinleri kullanırsa neredeyse yılın yarısı tatil.
Devlette maaşlar da iyi, emekliliği var bu işin bir de. Bunda iyisi Şam’da tatlı.
Bir bakın, inşaatlarda yerli işçi asla bulamazsınız. Turizm sektöründe, neymiş efendim %70 istihdam yerli olacak, tam tersi bile değil otellerde keşke %30 yerli, %70 yabancı olsa gene iyi. Otellerde çoğu 3. Dünya ülkesi işçileri. Türkiye’den gelenler bile onların yanında azınlık kalıyor .
Bu ne demek? Ülkenin parası, sıcak para dışarıya akıyor demek. Yani 3. Dünya ülke vatandaşları yemiyor, içmiyor her ay sıcak parayı ülkesine gönderiyor, dövizi dışarıya kaçırıyor. Bu da işin bir başka boyutu.
Sadece memur yapmak mı çocuklarımızı, değil elbette, bir de üniversite mezunu olacak çocuklar, plansız programsız. Bitirsin üniversiteyi de neyi bitirirse bitirsin. Aileler desin ki, “benim çocuğum üniversite bitirdi”. O çocuk çalışır mı otelde? Garsonluk yapsın, tabak taşısın, ayıptır, olmaz öyle şey.
Ama illa ki memur olacak. Devlet daireleri memur dolu, bir dairede boş oturan fal bakan memurlar, bir diğerinde de işi başından aşkın, akşama dek başını dosyalardan kaldıramayan, vatandaşın işini göremeyen daireler. Vergi Dairesi, Araç Kayıt Dairesi, Sosyal Sigortalar v.s. hadi kaydırın diğer dairelerden memurları da görelim, işler daha çabuk bitsin orantılı olsun iş düzeni.
Yok yapamazsınız, sendikalar dikilir karşınıza, “eylem yaparım ha, kazanılmış haklar verilmez”. Bir Kamu Reformu Yasası çıkacak, mecliste yıllar yılı görüşülür komitelerde bir türlü çıkmaz.
İşte ülkemizdeki, yerli istihdam durmunun kısa özeti bu, “herkes memur” olacak illaki, dedim ya partizanlık kanına işlemiş bu ülkenin.
Her partide var, her gelen iktidarda var bu yozlaşmış sistem, herkes memur.
Her aile kendi partisinin iktidara gelmesini ister, partisi iktidara gelince de, bakanlıklar en az bir, iki ay ziyaretçi akınına uğrar, tebrikler falan filan. Ama esas olan devlette yapılan istihdamlar.
Partililer tebrik eder bakanları ve söze girerler hemen,
Benim oğlum, benim kızım ellerinizden öperler,
Bu hep böyle sürüp gider...