Sayın İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, çok değil daha geçen ay Dünya Basın Özgürlüğü günü nedeniyle yaptığı açıklamada basının, çağdaş demokrasilerde halkın; sesi, gözü, kulağı olduğunun asla unutulmaması gerektiğini söylüyordu.
Sayın İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, çok değil daha geçen ay Dünya Basın Özgürlüğü günü nedeniyle yaptığı açıklamada basının, çağdaş demokrasilerde halkın; sesi, gözü, kulağı olduğunun asla unutulmaması gerektiğini söylüyordu.
“Basın özgürlüğü, aynı zamanda halkın haber alma özgürlüğüdür” diyen Baybars, KKTC gibi gelişmekte olan ülkelerde, demokrasinin kökleşmesi için toplumun haber alma özgürlüğü bağlamında medyanın; yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak güçlenmesini desteklemek gerektiğini vurguluyordu.
Allah muhafaza, biz Star Kıbrıs ve Ada TV olarak o desteği nasıl yaptığını gördük. Böyle desteği Allah düşmanımızın başına vermesin.
Neden mi?
Pek demokrat bakanımız Sayın Baybars, “bağımsız” genel başkanı Özersay ile basın özgürlüğünü ayaklar altına aldı.
Star Kıbrıs ve Ada TV’nin emirname sürecinde halkın haber alma özgürlüğü adına yaptığı yayınlardan rahatsız olan iki bakan, edindiğimiz bilgilere göre son Bakanlar Kurulu’nda Safa Grup’la ilgili hiçbir yatırıma onay vermeyeceklerini açıkça itiraf etti.
Hükümet ortaklarını, Safa Grup’un yasal hakkı olan izinlere onay vermeleri halinde koalisyonu bozmakla tehdit ettiler.
Olacak iş değil.
Emirname sürecinde İskele Kalecik’te İsrail bağlantılı beş şirketin adeta oyuncağı olduğu öne sürülen Halkın Partisi, bu duruma sessiz kalmamalı.
Vatandaş sokakta adalet isterken, intikam peşinde koşan bir siyaset aklını asla kabul edemeyiz.
İki bakan kendilerini açıkça yasaların üstünde gördü. Hukukçular, bunun en hafif tabiriyle görevi suiistimal olduğu düşüncesinde birleşiyor.
Çünkü çağdaş dünyada hiçbir kamu görevlisi, yaptığı yayınlar nedeniyle bir medya kurumuna ceza kesemez.
Ancak siz, Kıbrıs bu dünyada yaşamıyor derseniz o başka…
Bizim de medya, yani dördüncü kuvvet olarak görevimiz sizi bu dünyaya getirmek, daha doğrusu “kirli siyaseti” yasalarla ve hukukun üstünlüğü kavramıyla tanıştırmaktır.
Star Kıbrıs ve Ada TV olarak Anayasa’nın eşitlik ilkesini ayaklar altına alan tutumla suç işlediği belirtilen iki bakana kamuoyu adına soruyoruz.
“Siz o koltukları babanızın malı mı sandınız?”
Eğer öyle sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Her zaman güçlünün değil haklının yanında yer alan Star Kıbrıs ve Ada TV’yi var gücüyle karşınızda bulacaksanız.
Bu arada iki bakanının hukuk tanımaz yasadışı tutumlarına göz yuman hükümetin büyük ortağı UBP’nin Genel Başkanı, Başbakan Ersin Tatar da durumunu gözden geçirmelidir.
“Cumhurbaşkanlığı seçimi var” diye, durumu idare etmek adına ortaklarının her tehdidine boyun eğerlerse suça ortak olurlar. Bizden söylemesi…