Ortalık yine toz duman. Hükümet jet krizinin pençesinde kıvranırken dün toplanan sancılı UBP MYK’da sinirler oldukça gergindi.
Çıkışta konuşan Başbakan Ersin Tatar, “Konuşulan isimler beraber mücadele ettiğimiz isimler. Sorumluluklarımız var, bu çerçevede değerlendirmeler yapacağız… Alınan kararlara saygılı olunmalı” derken, her ne karar alınırsa alınsın bizi zor bir dönemin beklediğini görebiliyoruz…
Zira ülke hop oturup hop kalkarken, şimdi tam zamanı diyen Cumhurbaşkanı Akıncı da ekim ayındaki seçim tarihinin 16 Ağustos’a çekilmesini önerdi.
Kısaca bütün siyasi aktörler kılıçlarını kuşandı. Herkes kendi açısından durumu lehine çevirmenin hesabını yapıyor.
Ancak tüm bu gelişmeler yaşanırken, ülkede başka önemli gelişmeler de yaşanıyor.
Malum geçen yıl boyunca ülke gündeminden düşmeyen Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi imar planı 31 Aralık’ta bitirilemeyince, hükümet emirnamenin süresini 15 Ocak’ta 6 aylığına uzatmıştı.
Ancak sürenin dolacağı tarih olan 15 Temmuz’a bir aydan az bir süre kala, kimse bölge halkını geren bu konunun kapağını açmak niyetinde değil.
Ancak UBP’nin avukat Milletvekili Yasemin Öztürk, dün bu konuda çok kritik açıklamalar yaptı. Hükümet ortağı Halkın Partisi’ni ve rant planı olarak anılan İmar Planı’nı neredeyse canı pahasına savunan Sayın İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ı eleştiren Öztürk, “Bu konuda Sayın Tatar’ın ödün vermemesi gerekir. İnşaata kapalı olan alanlar bir anda inşaata açıldı, açık olan yerler ise kapatıldı. Acaba birilerine menfaat mi sağlanıyor?” diye sordu.
Son zamanlarda İsraillilerin bölgede ciddi alım yaptığına da dikkat çeken Öztürk, “Neden bu alımları yapıyorlar? Meclis’te bir dilekçe sundum. Bugüne kadar kaç tane gayrimenkul aldılar, bilmek istiyorum. Bu sorulara İçişleri Bakanı Sayın Ayşegül Baybars cevap vermeli” dedi.
Ülkenin bu konuda asla uyumaması gerektiğini ifade eden İskele Milletvekili Yasemin Öztürk, “İkinci bir Filistin olayı yaşamamak için topraklarımıza sahip çıkalım” derken, ne yazık ki ülkenin gündemi dün sadece jet kriziydi.
Bazen fırtınalar koparan gündemlerimiz 24 saat sürmeden değişirken, ne yazık ülkenin geleceğini ilgilendiren çok önemli tehlikelere karşı gerekli duyarlılığı gösteremiyoruz.
Ada TV’de dün Yasemin Öztürk’ün yaptığı açıklamalardan sonra bir Allah’ın kulu da çıkıp “Kim bu İsrail bağlantılı şirketler, bölgede ne yapıyorlar” diye sormuyorsa, biz bu ülkenin geleceğini nasıl garanti altına alacağız.
Üstelik Sayın İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, bu konuda Meclis’te kendisine yöneltilen sorulardan kaçıyorsa, bunun ne anlamı olabilir?
Biz bunu hiç anlamadık, anlayan varsa beri gelsin, anlatsın…