İkiyüzlü müyüz?

Zamana uymaya çalışmak ve ben olmamak mı; yoksa ben olup da zamanın gerisinde kalarak senin gibi zamanda yolculuk yapanlarla savaşmak mı?

Zamana uymaya çalışmak ve ben olmamak mı; yoksa ben olup da zamanın gerisinde kalarak senin gibi zamanda yolculuk yapanlarla savaşmak mı?

Mevlana’nın: “Ya olduğun gibi görün; ya göründüğün gibi ol!” sözü altın değerinde olan ve benlik konusunda bize yol gösteren öğüt niteliğinde bir söz.

Yaşadığımız anlarda ne kadar net olabiliyoruz? Net olmaktan kastettiğim, karşımıza kim çıkarsa çıksın; hangi olayla karşılaşırsak karşılaşalım, davranışlarımızın bilincinde ve de arkasında olmalıyız. Arkadaşımız, kırılmasın, bizi kötü görmesin; ailemiz üzülmesin; patronumuz, bizi beğensin; toplumumuz, bizi kendinden bilsin diye ‘İKİYÜZLÜLÜK YAPIYORUZ.’ Neredeyse, bize hakaret edecek kadar karşımızda haddini aşan şahsa bile tavır almak yerine; o an yüzüne gülüp sonra da arkasından verip veriştiriyoruz. Gülmek istemediğimiz anlarda, zorla, kendimizi kasa kasa gülmeye, gülümsemeye çalışıyoruz. Amirimizin haksızlığı karşısında, zorunlu olarak stres kontrolü yapıp duygularımızın kimyasıyla oynuyoruz. Bu sefer de içten içe kendimizle savaşıyoruz.

PALYAÇO YAŞAMLAR

“Palyaço” sözcüğünün sözlük anlamı: Kendisini seyredenleri güldüren ve eğlendiren acayip kılıklı, yüzü komik bir biçimde boyalı oyuncu. Yaşamlarımızda birer palyaço muyuz? Sokağa maskelerimizle mi çıkıyoruz? Bizim de boyalı suratlarımız, ağdalı sözlerimiz mi var?

Arkadaş toplantısı yapıyoruz… Yüzümüzdeki ifadeyle ağzımızdan çıkan söz başka oluyor. İşimizde, işveren ya da hizmet ettiğimiz kesim, bizden memnun olduğunu bildirsin diye de onlara karşı saygılı ve sevgi dolu ( ! ) olduğumuzu göstermeye çalışıyoruz. Eşimize, sevgilimize kızdığımızda ya da onunla herhangi bir konuda ters düştüğümüzde tepki koymuyoruz. Tabii sonrasında, çok daha acımasız bir şekilde çıkıyoruz onun karşısına. Ki bence çoğu evliliklerin ansızın bitmesi, tartışma anında verilmeyen doğru, yalansız, samimi tepkilerden kaynaklanıyor.

Yaşam, PALYAÇO olacak kadar uzun mu sizce? Bence, hiç değil. Palyaço olmaktansa; kır zincirlerini ve sen, sen ol! Bu yaşam yolculuğunda kendini bir başkasıymış gibi gösterme. Birilerine yaranmaya çalışma. Çünkü, böyle bir şeye ihtiyacın yok senin. Bunu başardığın an göreceksin ki her şey, yerli yerine oturmuş, yalandan uzak, ‘bir başkası gibi olmak’ kadar zor bir meziyetten kurtulmuşsun. Yaşamın daha güzel bir hale gelmiş, melekler kadar özgürsün.

ATAOL BEHRAMOĞLU ‘YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR’

“Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını,

Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin.
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara,

Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin.”

Şairin de dediği gibi gerektiğinde sımsıkı kucaklamayı bilen; gerektiğinde de benliğini kaybetmeden kavga etmesini becerebilen bireyler olmalıyız. Bu zaman yolculuğunda, yol arkadaşlarımızla bazen de savaşmalıyız, onlara bize yakışır şekilde tepki vermeliyiz. Beğenilmek, iyi görünmek adına ikiyüzlü sözcüğünü benliğimizde barındırmamalıyız.
Bu haber 3527 defa okunmuştur

:

:

:

: