Sağlık Bakanlığı son 24 saatte yapılan 8 bin 251 testte 88 pozitif vakaya rastlandığını açıklayınca kapanma söylentileri yeniden başladı.
Sadece son üç günün vaka sayısının 220’yi geçmesi, elbette endişenin artmasına yol açabilir.
Ancak çare kapanmak değildir. Bu saatten sonra bizim odaklanmamız gereken tek konu, pandemi nedeniyle alınan önlemlere harfiyen uygunluk göstermektir.
Ve hepsinden önemlisi “Türkiye’den geldi geliyor” diye günlerdir tartışılan 40 bin doz aşının, bir an önce peşine düşmektir.
40 bin doz yeni aşı AB’den gelen aşılarla birlikte ülkede 50 yaşın üstündeki nüfusun tamamen aşılanmasına olanak sağlayacağı için çok önemlidir.
Vaka sayıları açıklanırken, aşının özellikler 50 yaşın üstündeki hastalarda ne kadar etkili olduğu bir kez daha ortaya konuyor.
Çünkü bu kişiler aşı oldukları için hastalığa yakalansa da salgını neredeyse hiçbir belirti göstermeden atlatabiliyor.
Gündemin bir diğer önemli meselesi de altı sendikanın bugün yapacağı eylem.
Vaka sayıları bu kadar yükselmişken tüm bu kaos sırasında sendikaların bugün Meclis önünde yapacağı eylem ve genel grev ne derecede doğrudur tartışılır.
Hak arama mücadelesi elbette her toplum için ulaştığı demokratik seviye açısında önemli bir göstergedir. Ancak binlerce kişinin Meclis önünde yan yana yürümesi, korona partisi değilse bile büyük bir düşüncesizliktir.
Öyle ya… Siz hem ülkede çekilen bir dizinin galasına 250 kişi katıldı diye yeri göğü inleteceksiniz. Sonra da Meclis önünde binlerce kişi adeta halay çekeceksiniz.
Olmaz. Olmamalı.
Sendika yetkilileri ve eyleme katılanlar istedikleri kadar maske mesafe ve her türlü önlemin alındığını söylesinler, yüzlerle kişinin omuz omuza yürüdüğü bir ortamda eylemin ateşiyle atılan sloganlar maskelerin ister istemez aralanmasına neden olacaktır.
Rekor vaka haberlerinin ertesi gününde yapılacak bu eylem, umarım yeni rekorlara vesile olmaz. Aksi halde sendikaların hak arama mücadelesi, ülkenin tamamı için kabusa dönecektir. Bizden söylemesi…