Beden asla yanlış söylemez

“Üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız.' yazıyordu kitabın kapağında.

“Üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız.' yazıyordu kitabın kapağında. Kitabın adı, başlıkta; 'Beden Asla Yalan Söylemez'. Yazarı Alice Miller. Kitapta yazılanları onaylasam da bu yazımda yalan sözcüğünü yanlış olarak değiştirmek ve bu şekilde incelemek istiyorum. Beden, benim için o kadar değerli ki yalan söyleyebileceğini
bile düşünemiyorum. O, bize her zaman doğruları hissettiriyor.

ÜZERİNİ ÖRTTÜĞÜMÜZ HER ŞEYİN ALTINDA KALIRIZ

Bizler, çoğu zaman duymayız, görmeyiz, hissetmeyiz… Küçücük sinyaller alsak bile, bunları evde temizlik yaparken tüm toz ve pisliği halının altına süpürenler gibiyiz. Oysaki beden, bize ne yememiz, ne içmemiz, nelerden, kimlerden kaçınmamız gerektiğini söylüyor. Bu durum, insanlık var oldukça da devam ediyor ve edecek.

EL ALEM NE DER?

Bu sözü o kadar çok duyuyoruz ki yaşamımızda. Sayılabilecek sayıda değil bence. Sanki içimizden birisi, bize bu soruyu sorduruyor. Çünkü, hep başkalarına göre doğru olanlarla, başkalarının koyduğu kurallarla büyütüldük. Yanlış mı? Yanlış diyen varsa; bence bu konu üzerinde bir kez daha düşünmeli. İnanç sistemimizi, her şeye karşı inançtan bahsediyorum, başkaları belirliyor. Sonrasında da bizzat kendimiz, yetiştirilme tarzımızı da göz önünde bulundurarak bu soruya itaat ediyoruz. “ El alem ne der?” Biz, bazı uyarıları dikkate almak istesek de anlamlandıramadığımız bir dış kontrol mekanizması mevcut. Biz, bedenimizi dinlemeye kalkıştığımız sırada, “ Acaba ben, bunu yaparsam; annem ne der, komşum ne der?” diye soruyoruz kendimize. Aynı anda da bırakıyoruz, vücudumuzu dinlemeyi. Neden bunu yaptığımızı kendimize sormalıyız.

Bedenimi dinlemeyi, 2016 yılında İstanbul’da başlamış olduğum yoga eğitimim sırasında öğrenmiştim. Gittiğim her derste bu farkındalık, daha çok gelişiyordu. Beden farkındalığınız oluştuktan sonra, bir daha geri dönüş yaşamıyorsunuz. Bende böyle oldu. Senelerdir gelişen beden farkındalığımla bedenimi daha çok dinlemeye özen gösteriyorum. Buna özen gösterdikçe de daha rahat ve bir o kadar da mutluyum.

YEMEK İÇMEK DİNLENMEK YORULMAK

Bedenimiz, bazen fazla ya da şekerli, acı, tuzlu yiyecekler yemek istiyor. Bazen de deli gibi spor yapmak, yorulmak ve sonrasında dinlenmenin tadını çıkarmayı arzuluyor. Ona ne istiyorsa, vermeliyiz. Aksi takdirde, bir sonraki dönemde de olacakları kabullenmeliyiz. Onu dinlemek demek, kendimizi dinlemek demektir. Çünkü, bedenimiz bizi temsil ediyor. Küçük bir ev kazası bile geçirmiş olsak; bize ona ilgi göstermemiz gerektiğini, acıyan, sızlayan yerimiz için ilaç almamız ya da o bölgeye krem sürmemiz gerektiğini anlatmaya çalışıyor. Onun için sızlıyor, acıyor ve de ağlıyor. Yediğimiz, içtiğimiz şeyler bize uygun değilse; bunu bize ağrılarla, kramplarla, nefes darlığıyla… bildirmeye çalışıyor. Onun da sıkıntılarını anlatma yolu, bu. Aslında o dediğim, bizim en önemlimiz.

BEDENİMİZ VE KALIP DÜŞÜNCELER

Bedenimizi dinleyelim. Onu dinledikçe göreceksiniz ki kendi öz benliğinize saygınız daha da artacak ve kendinizi daha mutlu, daha rahat, daha sevecen hissedeceksiniz. Bilmemiz gerekiyor ki mutlu, huzurlu, sağlıklı bir birey, çevresine de yararlı olabiliyor. Bireysel olarak düşündüğümüz bu durum da yaşadığımız toplumu etkiliyor, o toplumu yaşanılır kılıyor. Bedenlerimizi ön yargısız ve tüm kalıp düşüncelerden sıyrılmış olarak dinleyelim.





Bu haber 1776 defa okunmuştur

:

:

:

: