Dünya pandemi ile birlikte çok büyük insan kaybına uğradı ve uğramaya devam ediyor .
Pandeminin getirdiği olumsuzluklar sadece insan kaybı değildir . İnsanın dünyada idamesini de büyük ölçüde engellemektedir . Pandemi her alanı olumsuz yönde etkilemekte bilhassa ekonomileri güçsüz ülkeleri çok daha fazla etkilemekte .
Hele hele para biriminde istikrarsız olan ülkeler ki bunların içinde biz de başı çekiyoruz ve en çok olumsuzlukları yaşayanlardan oluyoruz. .
Bunun bir nedeni de ticaretin dövize endekslenmesinde aranmalıdır .
İhracat ve ithalat bu minvalde yapıldığına göre , ülkeyi bundan kurtarmak için yapılması gereken . Üretim artışını sağlayacak olan üretim ekonomisi olması gerekmektedir .
Dünyada ve bizde uygulanan neo liberalizmin çöktüğünü artık Ankara’dakiler bile kabullenmek durumunda kaldılar “Üretim ekonomisini “ telaffuz etmeye başladılar .
Bizde gıda maddelerinin artış nedenlerinden biri de ciddi denetimlerin olmamasından kaynaklanmaktadır .
Denetim fakiri bir ülkeyiz .
Sermayedarları denetlemekten ürküyor veya çekiniyoruz .
Hemen hemen tüm partiler iktidar ortağı oldular . Bunu bir türlü yapamadılar , yapmadılar . Bunun yapılmaması çok ama çok düşündürücü olsa gerek .
Gelinen aşamada bir yerden ivedi olarak başlamak gerek .
Ülkede beslenmek için tüketilen gıda maddelerinin her gün fiyatlarının daha da fahiş rakamlara yükselmesinin çareleri bulunmalıdır .
Yukarıda da bahsetmiştim . Ciddi denetimler yapılmalıdır . Mevzuat buna elvermektedir .
İkincisi ise , fiyatlarda istikrar sağlanması için de devlet öncülüğünde tüketim kooperatiflerinin oluşması sağlanmalıdır . Bu kooperatifleri destekleyici üretim kooperatifleri de eş zamanlı oluşturulmalı ve plana dayalı üretimler yapmalı .
Dünyada her geçen zaman dilimi , pandeminin de olumsuzluklarından , gıda üretiminde çok büyük oranda düşüşler olmaktadır . İnsanoğlu çok zahmetli bir iş olan tarım üretiminden kopmaya ve daha zahmetsiz işler yapmaya başlamışlardır . Bunun önüne geçmek için büyük devletler tarım üreticisine çok büyük oranda teşvik ve destek vermek için yasal düzenlemeye gitmektedir . Stratejik gıda maddelerinin üretimini garanti altına almaya çalışmaktadırlar .
Cebinizde ne kadar para olursa olsun , tüketeceğiniz gıda maddesi bulamıyorsanız , cebinizdeki paranın kıymeti on para etmez .
Dünyadaki bu olumsuzlukları ülkenin kazancı haline getirebilirsiniz. Tüketim fazlası malı ihraç ederek , elde edilen dövizle ithal malları da rahatlıkla alabilirsiniz .
Fakat bu girdi fiyatlarla tarımda sürdürülebilir bir tarım faaliyeti yapmak mümkün mü ?
Ne gezer .
Bunun için de tarım kooperatifleri oluşturarak , tarımcıya ucuz gübre ve ilaç tedarik edilmesi gerekmektedir .
Seçimden sonra , bunların gerçekleşmesi için düğmeye basılmalı ve kabineye kooperatifçilik bakanlığının da eklenmesi , yaşanan olaylardan sonra farz olmuştur .
Türkiye’deki döviz olayının ekonomide yaptığı kötü olumsuzluklar karşısında , Çin modeli tartıştırılıyor . Çin modelinin iskeleti Atatürk’ün karma ekonomisine dayanmaktadır . Atatürk’ün karma ekonomisi bir ders olarak Çin’de okutulmaktadır . Ayni zamanda üretim ekonomisine dönülmesinin tartışmaları yapılmaya başlanmıştır bile .
Üretim ekonomisi dünyanın gündeminde . Üretimsiz bir dünyada hiçbir gelişme olamaz .
İlle ki üretim .
İlle ki kooperatifleşme .
Ancak bu şekilde düze çıkılır .
Aksi bu kısır döngüde dönmeye devam ederiz ve beslenmemiz her geçen gün daha da kötüleşir . Ülkede beklenmedik , tahmin edilmeyen olayların doğması da kaçınılmaz olur .
İnsanı belirli zamanlarda gemleyebilirsiniz .
Fakat aç insanı gemlemeği , daha tarih kitapları yazmadı .
Sonra Yalçın Cemal demedi demeyin .