Bir kaç haftadır elime kalem alamaz olmuştum. İlham nasıl gelir bilmiyordum. Ama kimden gelir onu anımsadım. Çünkü ben hep bir sohbet arasında üretirdim fikrimi. Hemen telefona sarılıp aradım Essy’i.
-Alo
-Efendim
-Müsait misin Essy?
-Evet Şeydacığım.
Sonra tam da burada anlattığım gibi dedim ki:
-Kafamda çok şey var ama toparlayıp bir cümleye dökemiyorum. Sanki bir girdabın içinde sürükleniyor ve tekrar tekrar aynı dönemeçlerden geçiyorum.
-(Essy pür dikkat dinliyor)
-Düşündüm de seninle ne zaman konuşsak bana ilham oluyorsun. Biraz konuşalım mı?
-Olur (sesinde var olduğunu hissettiğim bir tebessümle)
…
Rica üstüne sohbetin nereye gideceğini merak ediyordu. Açıkçası ben de aynı merakla bir konu açmaya çalışıyordum. Essy kısa süreli bir sessizliğin ardından; “insanların kendini ne kadar da önemsediğini düşünüyorum” dedi. Oysa islam bunu dışında bir fikir. İslam hakkı gözetiyor, Allah adaleti emrediyor. Ve herkesin dünyaya gelirken de giderken de nasıl da şaşmaz bir teraziyle eşit şartlarda olduğu” konusundan bahsetmeye devam ederken, bir an düşüncem dile geldi: “Ne kadar imanlısın Essy!” dedim.
Essy bize öğretilen tüm imanlı olmanın işaretlerinden başka bir yerde gibiydi ama aynı Essy için çok imanlı der ve buna yemin edebilirdim. Şekilde göremediğimi, Essey bana kalbinin harcından kattığı cümlelerle göstermişti. Bu da bi iman biçimi, bu da bir ibadet idi. Başka hiçbir açıklaması olamazdı.
…
Bundan 15 yıl kadar önce hangi güzel kalpten döküldüğünü anımsayamadığım, kulağıma küpe olmuş bir çift sözü anımsadım o an;
“İbadetlerin en büyüğü fikren ibadettir (Allah’ı anmaktır).”
Yıllarca bu cümlenin altını kazıdım. Emredileni yapmak şarttı elbet. Ama görev olarak vahyedilenin dışında Allah'ı sevmek ve O’nun seveceği bir hâle bürünme gayesinde olmak ne müthişti!.. Baktığın her yerde O’nu aramak, O’nu bulmak ve nihayetinde her yerde O’nu anmaktı iman. Misal; şu gökyüzünde gezinen bulutların arasında O’nun nizamını görebilmek, köpüren bir denizin dalgasında O’nun adını okuyabilmek ve yaratılmış herşeyin O’ndan geldiğini bilip kalbini secdeye tutmak… Ahh ne güzel bir ibadet.
…
Tam olarak Essy’nin beni böyle fikirlere savuracağından emindim. Nasıl yapar ne söyler kestiremiyordum. Zaten öyle büyük büyük cümleler etmezdi. Ama kalbimi ve fikrimi derinden sarsardı her seferinde. Ve her seferinde unuttuklarımı diriltirdi çoktan bitmiştir diyebileceğim heyecanımın ötesinde...