Rumların bize şu fıkrayı hatırlattı.
Günün birinde çok kurak bir mevsimde bir köylü Allah’a dua ediyor.
Diyor ki, “Allah’ım bu tarlaya bol yağmur yağdır. Eğer ürün bol olursa ektiğim mısırların yarısını senin için fakir fukaraya dağıtırım.”
Gerçekten o yıl inanılmaz bereketli, bol ürün oluyor. Hasat zamanı gelip çatıyor. Harmanda ürünün paylaşımına gelince köylü başlıyor mısırları saymaya…
Bir sana bir bana, bir sana bir bana…
Sonunda bakıyor. Karşısındaki mısır gözüne çok geliyor.
Hesabı değiştiriyor.
İki bana bir sana, iki bana bir sana…
Yine bakıyor. Karşıya fakir fukaraya bıraktığı mısırlar yine gözüne çok geliyor.
Sonra hesabı yeniden değiştiriyor.
Üç bana bir sana, üç bana bir sana…
Yine olmuyor.
Paylaşımı “dört bana, bir sana…” diye yeniden yapıyor. Ama ne yaparsa yapsın karşı tarafa bıraktığı mısırlar gözüne hep çok görünüyor.
Sonunda vazgeçiyor. “Ekerken yoksun, dikerken yoksun. Senin için niye bu üründen vazgeçeyim” diyor…
Tam tüm ürünleri kendisine alıp mısırları harmandan toplarken bir anda bir yağmur başlıyor. Bütün mısırları sel alıyor. Fırtına, yağmur derken, bizim köylü kendisini bir ağacın kovuğuna zor atıyor.
Tam o sırada bir şimşek çakıyor, her yer aydınlanıyor. Kendisini uyanık sanan köylü, korku dolu gözlerle yalvarıyor.
“Allah’ım ben anlaşmayı bozdum. Sen ürünleri aldın almasına ama şimdi ne yaparsın. Çakmağı çaktın beni mi ararsın?”
İşin şakası bir yana. Rum lider Anastasiadis’in adanın etrafında doğal zenginlikleri paylaşma önerisindeki 4’e 1 oranı bana bu fıkrayı hatırlattı.
Rum lider Anastasiadis’in tavrı da bu uyanık köylüye benziyor.
Belli ki iş paylaşım aşamasına geldiğinde bize uygun gördükleri o bir birim dahi gözlerine çok gelecektir. Şu kadar savaş tazminatı, şu kadar mülk tazminatı diye onun da üstüne yatmanın yolunu arayacaklardır.
Ancak Anastasiadis şu gerçeği bilmelidir. Böyle giderse nasıl o fıkradaki köylüye o mısırlar nasip olmadı, bu doğal zenginlik de Rumlara nasip olmaz.
Enerji güvenliği o doğalgazın çıkarılması için elzemdir. Rum lider köylü kurnazı olmayı bir kenarı bırakıp gerçekleri görmezse, o köylü gibi sonunda pişman olabilir. Bizden söylemesi..