Türk edebiyatı ve toplum

Günümüz toplumunda “Edebiyat ve Biz”ikilisinin ilişkisi ne durumda?

Günümüz toplumunda “Edebiyat ve Biz”ikilisinin ilişkisi ne durumda? Yeni çıkan kitapları takip ediyor muyuz? Edebi ve sanatsal birtakım etkinliklerde bulunuyor muyuz? Edebiyat ve sanat; dolayısıyla da toplumu var eden kaynaklarla olan dostluğumuzu hiç bitmemecesine sürdürebiliyor muyuz?
Edebiyat ve Toplum İlişkisi
Edebiyat ve toplum arasında sıkı sıkıya bir ilişki vardır. Çünkü, toplumu oluşturan birey kavramı olmasa, edebiyat oluşamazdı. Yüz yıllardır insanoğlu var oldukça sanat da var oluyor. İnsanın düşündüğü, hayal ettiği, yaşadığı ne varsa söze, yazıya döküldüğü anda artık onun değildir. Tüm oluşumlar topluma mal olur. Topluma mal olmuş, toplumun görüsüne, beğenisine bırakılmış tüm yaratımlar da sanatın içine girer ki edebiyat, sanat dallarının gözdesidir.
Edebiyat Kavramı
Edebiyat, literatür veya yazın; olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığıyla estetik bir şekilde ifade etme sanatıdır. Edebi yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın dil ürünü olmasıdır. Edebiyatın, Hint - Avrupa dil ailesinde kullanılan kelime karşılıkları Latince 'literatura / litteratura'dan türevlendirilmiştir. Literatura / litteratura ise Latince’de mektup ve el yazısı anlamına gelen 'littera' kelimesinden türemiştir. Edebiyatın konuları; deneme, drama, efsane, hikaye, roman ve şiirdir. Bazı edebiyat eserlerinde gerçeklik, kurmaca gerçeklik şeklindedir. Eseri ortaya koyan sanatçı gerçek hayattan esinlendiği olaylar ya da fikirler ile kendi kafasındakileri harmanlar. Bunun sonucunda eserler hem gerçek hayattan hem de sanatçının duygu, düşünce ve hayallerinden izler taşır. Edebiyat; genellikle yazılı ürünler için kullanılan bir terim olmasının yanında, aslında sözlü ürünleri de kapsayan bir genişliğe sahiptir. Bu şekilde yazılı olmayan ve halk anlatımlarıyla yaşayan edebiyata sözlü edebiyat adı verilmektedir. Edebiyat, kurgu veya gerçek algı temelinde sınıflandırılabilir. Yine edebi eserlerin tasnifindeki bir diğer ölçüt mevcut eserin manzum ya da nesir olmasıdır. Bu temel ölçütlerin yanında edebi eserler, büyüklük formlarına göre de farklı adlar altında toplanır. Örneğin hikaye, roman, kısa öykü veya drama birbirinden uzunluk kısalık ilişkisiyle de ayrılabilir. Bunların yanında, tarihsel süreç içerisinde edebiyatın sınıflandırılmasında estetiğin ve tür - şekil ilişkisinin de dikkate alındığı gözlemlenmektedir. Zaman içerisinde edebiyat kavramı büyük bir değişim geçirmiştir. Bugün için edebiyat, yazılı olmayan sözlü sanat formlarını da kapsamaktadır. Son yıllarda sanal ortamın gittikçe yaygınlaşmasıyla, edebiyatın yeni bir kolu olan e-ortam edebiyatı ortaya çıkmıştır.
Edebiyat Ve Toplum İlişkisi
Edebiyat, toplumun ifadesidir, aynasıdır. Toplumdan uzaklamış bir edebiyat varlığını sürdüremez. Sanatçının, eserini üretirken toplumsal gerçeklikten bağımsız hareket etmesi düşünülemez. Sanatçı, ait olduğu toplumun kültür kodlarını taşıdığından; edebiyat, içinde doğduğu sosyal yapının tanığı durumundadır. Genel olarak sanatın toplum özelliklerini barındırması, bunu yüzyıllar geçse de yansıtabilmesinin yanı sıra aynı zamanda toplum sorunlarını dile getirmesi ve bununla birlikte toplumsal değişimde söz sahibi olması da söz konusudur. Edebiyat, toplumun sorunlarına kayıtsız kalamaz. Toplumun sorunlarını ele almayan bir edebiyat toplumdan kopmuştur ve ömrü çok da uzun olmayacaktır.

Kaynaklar:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Edebiyat
https://tr.wikipedia.org/wiki/Toplum
debiyatciyim.com/edebiyat-ve-toplum-iliskisi/

Bu haber 1514 defa okunmuştur

:

:

:

: