Değişen Her Şeye İnat Değişmeyen Kutlu Ramazan

Dilimde eski bir kaç kelime, insanlık gibi insanlıktan da öte çocukluk gibi…

Dilimde eski bir kaç kelime, insanlık gibi insanlıktan da öte çocukluk gibi… Tutturmuşum geçmişten bir yolda ilerliyorum. O yol hiç bitmesin, şimdinin sisli havası ufuktaki ışığa beslediğimiz umudu da içine almasın istiyorum. Bir ben mi özlüyorum geride bırakmak zorunda kaldıklarımızı! Bir ben miyim eskiyi ama en eskiyi hasretle arayan…

Fatih’in surlarını, Beyoğlunun pastanelerini, mahallemizdeki bakkal amcayı, ablamın hiç kullanmadığı deney düzeneğine duyduğum heyecanı, babamın ellerini herkesinkinden büyük sandığım çocukluğumdaki saflığı özlüyorum. Henüz işler otomatiğe bağlanmamışken, annemin 5 çocukla her işi bir çırpıda bitiriverişini, elimden tutup her gün yeni bir İstanbul’u keşfedişimizi dudağımın kenarındaki tebessümde hatırlıyorum .

Kaldırımda ezdiğim kiremitle ellerime yaktığım kınanın mutluluğunu, her defasında öksürten leblebi tozunu ısrarla yiyişimi, mahalleye gelen çevirmeli salıncak için sıra beklediğim günleri anmadan geçemiyorum. Hele bir de Ramazan geldi ya, en çok da her akşam annemin elimden tutup beni teravih namazı için camiye koşar adım götüren o tatlı telaşını özlüyorum. Ben daha besmeledeyken sureyi bitirip rukuya duranlara uymak için yere kapaklandığım namazları nasıl unuturum. Her bir hareketi yanımdakileri taklitle ifa ettiğim o gecelerin sonunda huzurla göz kapatışlarımı anımsıyorum.

Büyüdüm işte ben de herkes gibi, zamanın şaşmaz doğrulamasıyla. Sen sakın yaşlanma diye ağladığım annem yaş aldı... Artık ne o elimi tutuyor kaybolmayayım diye, ne ben koşturuyorum küçücük ayaklarımla camiye vaktinde varabilmek için. Şimdi benim elinden tutup heyecanla koşmasını istediğim evlatlarım var. Velhasıl değişen zamana inat bir tek bu güzel Ramazan ve onun beraberinde getirdiği tatlı telaşımız değişmedi. Artık annemle yad ettiğim günleri kızlarımla yeniden yaşama zamanı…

:

:

:

: