Aklın yolu bir. Dünyada iki yılı aşan pandeminin üstüne bir de Rusya-Ukrayna savaşı eklenince Rum komşularımız, lokomotif sektör inşaata asıldı.
Dün yapılan açıklamalara göre, yılın ilk üç ayında 1.3 milyar Euro satış, tapu kayıtlarından tespit edilerek kayda geçti.
Limasol ve Lefkoşa bu emlak hareketliliğinde aslan payını aldı.
Diğer illerin de Limasol ve Lefkoşa’dan geri kalır halleri yok.
Ülkenin ada ülkesi olması ve arazinin kıt olması, elbette yatırımcıların araziye olan iştahını daha da kabartıyor.
Çok uzun zaman önce değil daha geçen yıl Rum hükümeti, Limasol’a casino-otel inşaatı yapan Çinli şirketin 18 yöneticisine ve Suudi Arabistan Şeyhi Mahfuz’un 42 kişilik ailesine ‘jet kararla’ vatandaşlık verdi.
Peki biz ne yapıyoruz?
İş insanı Ali Özmen Safa’nın “250 bin dolarlık mülk alana vatandaşlık verelim. Bu şekilde ülkeye 1 yılda 1 milyar dolar girer” önerisini yeterince tartıştık mı?
Elbette hayır.
Biz bunun yerine birbirimizi yemeyi tercih ettik.
Henüz iki ayını doldurmayan kabine ikinci defa revizyona uğramak üzere.
Kaynakları biten Maliye, kendisine yönelik taleplere yetişmeye çalışıyor.
Ama hayvancıya, çiftçiye, kamu çalışana asla yetişemiyor.
Çünkü pasta belli.
Bu pastanın büyütülmesine yönelik önerileri konuşmak yerine biz birbirimizi yemekle meşgulüz.
Bir Allah’ın kulu da “Güney’de üç ayda 1.3 milyar Euro’luk satış yapılmış. Bizde ne neden olmuyor” diye sorgulamıyor.
Neden mi sorgulamıyor. Gayet basit.
Kişisel menfaat, partisel menfaat, koltuk kavgası, adam kayırmaca bu ülkenin geleceğinin ne yazık ki önüne geçiyor.
Bu toplum 74 öncesi böyle değildi. Ulusal menfaatler söz konusu olduğunda birlik, beraberlik olurdu.
Ancak şu an o ruhtan oldukça uzakta bir noktaya, bir yok oluşa doğru sürüklenip gidiyoruz. Aklımızı başımıza alalım. Bizden söylemesi…