Hükümet bugün Meclis’te güvenoyu ararken, ana muhalefet sokakta bu hükümete karşı bir tepki cephesi oluşturmak için yürüyecek.
Amaç belli.
Muhalefetin derdi hükümetin meşruiyetini tartışmaya açmak.
Vatandaşın derdi ise artan hayat pahalılığı karşısında hayatta kalabilme mücadelesi vermek.
Ülkede ne yana dönsek adeta bir sorun fışkırıyor.
İşadamı dertli, çalışan dertli, üreticiler dertli….
Narenciye Üreticileri, tarımda kullanılan elektrik fiyatının yeniden değerlendirilmesini ve 1 TL’ye indirilmesini talep ediyor.
Hayvancıların derdi daha büyük. Onların da artık sabır taşı çatladı. “Sesimiz duyulmazsa 23 Mayıs’ta süresiz eyleme çıkıyoruz” diyorlar.
Diğer taraftan son birkaç gündür yükselen dövizin ateşi, iğneden ipliğe zam dalgasının yeni habercisi gibi.
Kısaca yaşanan tablo içimizi karartıyor.
Siyaset kurumu ise kendi içinde yaşanan kaostan, ülkenin sorunlarına eğilemeyecek kadar politik bir körlük içinde.
Peki çare nedir?
Siyaseten son seçenek olan UBP-DP-YDP hükümetinin üçüncü denemesi de başarısız olursa karşımızda belirecek seçim ihtimali ülkedeki kaosu daha da derinleştirecek.
Son seçimde sandığı gidenlerin oranı yüzde 50’yi zor geçmişken, siyasiler bu gerçeği görmek yerine kişisel menfaatler için kavgayı derinleştirmekten vazgeçmiyor.
Kulislerde, yaşanan bakanlık küslüğü nedeniyle Ulusal Birlik Partisi’nde bugün hükümete güven oyu vermeyecek isimler olduğu öne sürülüyor.
Şunu net olarak söyleyelim. Bugün kimse hasta olamaz, başı ağrıyamaz, nezle olamaz, trafiğe takılamaz, mazeret bulamaz. Saat 16.30’da güvenoyu için Meclis’te olmayan bundan sonra bu halkın karşısına çıkacak yüzü de bulamaz.
Vatandaş koltuk kavgasında bıktı, usandı. Artık karşısında sorunları çözecek bir irade, cesur bir hükümet görmek istiyor.
Üç ayda üçüncü hükümetle bu umutlara giderek zayıflatırken, yapılan siyasi oyunlar ve manevralar da çoktan kabak tadı vermeye başladı.
Bu ülkede yaşayan herkesin, ancak en çok da siyaset kurumunun aklını başına alma zamanı çoktan geldi. Bizden söylemesi…