Tartışmaya doymayan siyaset arenasının nur topu gibi bir polemik konusu daha oldu.
Sine-i millet…
HP Parti Meclisi’nden çıkan kararı şu an Genel Başkan Kudret Özersay’dan başka savunan yok.
Jale Refik Rogers ve Ayşegül Baybars’ın sine-i millet kararına şiddetle muhalefet ettiği ve gerekirse bağımsız kalmayı göze aldığı da iddialar arasında.
Bilindiği üzere istifa ettim demekle de istifa edilmiş olmuyor. Meclis’in bu istifaları kabul etmesi gerekiyor.
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, bu istifalara “evet” oyu veremeyeceklerini belirterek, kabul edersek “meşruiyet ve müdahale gerekçesine katılmış oluruz” diyor.
Diğer taraftan UBP, önüne böyle bir oylama konursa üç milletvekili daha çıkarma iştahıyla istifaları kabul edebilir.
Peki UBP’ye üç vekil daha kazandırması muhtemel böyle bir karar, Halkın Partisi’nde nasıl alındı?
Zira bu kararın, HP’nin ülkeyi seçime götürme ihtimalinden çok, UBP’yi tek başına iktidar yapabilecek bir potansiyel taşıdığı da gözle görülen bir gerçek.
Halkın Partisi, bu kararı alırken başta ana muhalefet olmak üzere ülkede iktidara muhalefet eden hiçbir sivil toplum kuruluşuyla istişarede bulunmadı.
Bu yüzden sine-i millet kararının toplum tarafından benimsenip benimsenmeyeceğini de önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Ancak şimdilik kararın HP’nin tamamı tarafından da benimsenmediğini söyleyebiliriz.
Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers’ın dünkü suskunluğu bunun en büyük işareti.
Diğer yandan olan biteni anlamaya çalışan vatandaşın derdi ise malum geçim sıkıntısı.
Bu tartışmalar halkın gündeminde zerre itibar görmüyor.
Eğer mesele 2025 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için şimdiden mevzilerin kazılmasıysa, o tarihe kadar köprülerin altından daha çok su akar.
HP içinde bile tartışmaya yol açan bu karar, Kudret Özersay’ı Cumhurbaşkanlığı’na taşımaz. Bizden söylemesi…