Memleket yangın yeri gibi. Akaryakıta yüklü miktarda gelen zam sonrası, bir zammın daha yolda olduğu haberleri medyaya düşünce, akaryakıt istasyonları önünde yine uzun kuyruklar oluştu.
Memleket yangın yeri gibi. Akaryakıta yüklü miktarda gelen zam sonrası, bir zammın daha yolda olduğu haberleri medyaya düşünce, akaryakıt istasyonları önünde yine uzun kuyruklar oluştu.
Vatandaşlar saatlerce benzin almak için kuyrukta beklerken, trafik de felç oldu.
Küçük de olsa bir tasarruf etmenin yolunu arayan vatandaş, ne yapacağını şaşırdı.
Öte yandan elektrik zammının da elinin kulağında olduğu haberleri artık haber değeri bile taşımıyor.
Hemen hemen her gün ülke genelinde alıştığımız birer saatlik elektrik kesintileri, günlük yaşamımızın artık bir parçası oldu.
Açlık sınırın altında kalan asgari ücretli ay sonunu nasıl getireceğini kara kara düşünürken, ülke sorunlarına çare bulmakla sorumlu olan meclis, bambaşka tartışmalarla meşgul.
Vatandaş siyasetten umudunu kesmek üzere.
Öyle görünüyor ki böyle giderse 23 Ocak seçimlerinde yüzde 55’i zor bulan seçime katılım oranını bir sonraki seçimde görmemiz hayal olacak.
Sonu gelmeyen bir zam furyasının içinde, bir yandan işsizlik çığ gibi büyürken, diğer yandan yoksulluk ve açlık ülkeyi kavuruyor
Muhalefete sorsanız “çare erken seçim” diyor. Ancak bugüne kadar hiçbir seçimin sorunlarımıza çare bulmadığına da yaşayarak tanıklık ettik.
İktidar gelince onlar başka bir alem… Atacağı adımlar karşısında sürekli tepkileri gözleyip, yeterince cesaret göstermekten aciz bir tutum sergiliyor.
Oysa tarih sadece cesurları yazar. Bu gerçek unutuluyor.
Peki o halde ne yapmalı?
Önce muhalefet iktidara çelme takmayı bir siyaset geleneği halinden çıkarmalıdır.
İktidara düşen de atılacak adımlar konusunda “bir ileri, iki geri” anlayışından uzaklaşmaktır.
Başta yıllardır ülkenin beklediği yapısal reformlar olmak üzere, cesur adımları atmadığımız sürece ülkenin aydınlığa çıkmasına imkan yoktur.
Hepimizin aynı gemide olduğu gerçeğiyle iktidarıyla, muhalefetiyle, sendikasıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, işadamıyla esnafıyla zümresel çıkarları terk etmek zorundayız. Biraz sıkıntı çekmeden istediğimiz toplumsal refaha ulaşamayacağımızın da farkına varmalıyız. Bizden söylemesi…